Dünyanın
büyük bir bölümü, lüks markaların sıradanlaştığından dert yanıyor.
Farkında mısınız, artık bir çantaya veya fulara sahip olmak için çırpınıp duran Japonlar bile mağazaların önünde bekleşmiyor. Günümüzde aynı kesime, benzer kumaşlara; bire bir tutan renk paletiyle çok daha ucuza sahip olma olanağı var.
Bu durum, lüks malların peşindeki bilinçli müşterinin ağzının tadını bozuyor. Bunun üzerine bir de, tasarım parçaları ucuz şıklıkla kombinleme trendi yayılmasın mı? Para harcamak isteyen lüks müşterisinin bile gri renkli düz kaşmir bir kazak için eli cüzdanına gitmemeye başladı. Uzunca bir süredir 'Ucuza da bulunabilecek parçalara bir servet yatırmak niye?' sorusuna yanıt aranıyordu. Cevap, sadece bir etiket olmamalıydı.
Olmadı da. 2000'lerin başında Chanel, Louis Vuitton gibi dev markaların 'Çünkü tasarımcılarımız birer dahi' alt başlığıyla satmaya çalıştıkları ürünler raflarda kalmaya başladı. Defilede çok beğenilse de, yan mağazada yarı fiyatına da bulunabilecek yakası fiyonklu beyaz bir gömleğe binlerce dolar harcama devri son buldu.
Şimdi lüks moda endüstrisinde, demi couture tabiri yükselişte.
HASIR GÖRÜNÜMLÜ DERİ ÇANTALAR
Aslında biliyoruz bu terimi. İlk olarak 1996'da Amerikan
Vogue dergisinde Mark Holgate imzasıyla yayımlanan bir makaleyle hayatımıza girdi demi couture.
Holgate 'demi couture'u şöyle tarif ediyordu: "Hazır giyimle haute couture'ün arasında bir yerde duruyor." Gece elbiseleriyle yaygınlaşan demi couture artık ceketler, gömlekler, hatta hırkalar gibi pek çok parçadan oluşuyor.
Dev modaevlerinin ve tasarımcı koleksiyonlarının büyük bölümünü kapsayan demi couture parçaların olmazsa olmazı, üzerlerinde tasarım kadar el emeği de bulundurmaları. El emeğinin illa pullar veya işlemelerden oluşması gerekmiyor. Kıyafetin yapımında kullanılan kumaşın materyali (mesela el dokuması olması) ve kıyafetin üretim aşamasında kullanılan terzilik de bir parçanın demi couture olmasını sağlayan etkenler.
Örnekler sonsuz, herkesin üç aşağı beş yukarı hakim olduğu çantalar mesela.
Lüks müşterisi, moda basını artık 'it bag' yani 'o çanta' kavramı yok diye bas bas bağırırken, sadece şıklığını göz önünde bulundurarak ortalama bir deriden, Çin'de üretilen bir çantaya binlerce dolar yatırmak istemiyor. Ama Bottega Veneta'nın İtalya'nın bir köyünde sadece el dokumasıyla ürettirdiği hasır görünümlü deri çantalarının alıcısı her zaman oluyor. Aynı şekilde fabrikalarda üretilen Valentino etiketli kırmızı mini elbisenin ucuz benzerlerini bulmayı kafaya koyan müşteri, iş Nicolas Ghesquiere imzalı Balenciaga kokteyl elbisesine gelince gözünü kırpmadan bir servet harcayabiliyor. Çünkü Ghesquiere ve tasarım ekibi, bahsi geçen ipek elbisenin göz oyunları yapan tüm fırfırlarını elde dikmiş oluyor.
İlla 'bespoke' yani kişiye özel tasarım isteyenler için Balenciaga önceden sipariş edilen bir parçanın renk kombinasyonlarını ve aksesuarlarını değiştirebiliyor.
Böylece müşteri, haute couture'e bir adım daha yaklaşıyor.
3 MİLYONDAN FAZLA ZİYARETÇİ
Dünyanın en yetenekli tasarımcı ve terzilerinin el emeği, dokumacılarının ustalığı ve dünyada bulunabilecek en pahalı materyallerin işin içine girmesiyle ortaya bol sıfırlı fiyatlar ve bu astronomik rakamları vermeye hazır binlerce kadın çıkıyor. Evet demi-couture parçaların fiyat etiketlerinde illa astronomik rakamlar yazıyor. Oyunun kuralı bu: Hayal tasarımcınızın, giydiğiniz parçayı sadece tasarlamış olmasını değil illa ona dokunmuş olmasını istiyorsanız, gözden çıkarmanız gereken bir meblağ var.
Demi couture'un yükselişini önceden gören eskinin moda gazetecisi, şimdinin multimilyoneri Natalie Massenet, 2000'de kurduğu net-a-porter.com sitesinde fiyatları 10 binlerce dolara kadar çıkan ürünlerini her ay 3 milyondan fazla ziyaretçiyle buluşturuyor. Geçen yıl sonunda 350 milyon pound değer biçilen sitenin kullanıcıları, hayallerindeki kıyafetlere butiklere bile gitmeden evlerinden sahip olabiliyor.
TÜRKİYE'DE DURUM NE?
Türkiye'de de durum dünyadakiyle aynı. Kadınların özel bir gün için paraya kıyıp, çok özel bir parça almasıyla başlıyor olay. Aslında her şeye parası yeten kadın, iki sezon sonra modası geçecek seri üretim kıyafetlere servet yatırmayı lüzumsuz görüyor ama konu, oğlunun sünnet düğünü veya en yakın arkadaşının evliliği olunca tasarım parça satın alıyor. Demi couture parçaların çok satıldığı yerlerden biri olan Beymen'in satın alma müdürü Sebla Refiğ Devidas, "Son dönemlerde demi couture koleksiyonlara ilgi çok fazla. Özellikle bahar ve yaz sezonlarında ve yılbaşı öncesinde abiye koleksiyonlara ilgi artıyor. Şubat ayı itibariyle müşterilerimiz davetler ve düğünler için gece elbisesi arayışında oluyor," diyor. Demi couture'e olan ilginin tasarımcılar tarafından da göz ardı edilemediğini vurgulayan Devidas devam ediyor: "Özellikle Dolce&Gabbana, Dior, Lanvin, Valentino gibi markalar demi couture koleksiyonlarını genişletti."