EKMELEDDİN BEY SİYASETSİZLİK ÖNERDİ
Seçimin galibi siyaset kurumudur. Sayın Başbakan siyaset yaptı ve siyaset önerdi. Selahattin Demirtaş da siyaset önerdi. Ekmeleddin Bey ise siyasetsizlik önerdi. Toplumun geleceğine dair ekonomik, sosyal, siyasal ve özgürlükler anlamında tek bir kelime söylemedi. Sadece ne yapmayacağına dair cümleler kurdu. Gülen hareketi de tıpkı Ergenekoncular gibi siyaset dışı zeminlerden beslenmeyi amaçladığı için muhalefet partilerinin siyasetsizlik alanını kuvvetlendirdi ve dolayısıyla seçimin mağlupları arasına katıldı.
GÜLEN HAREKETİ GİDEREK MARJİNALLEŞİYOR
Fethullah Gülen hareketi, çok özel telkinlerle ve grubuna özel dini argümanlarla oluşturulmuş kapalı bir yapı olduğu için bu tür yenilgi durumlarında daha çok içe kapanma, marjinalleşme ve din dilini de kullanarak buradan bir hikmet çıkarma yolunu tercih ediyor. Karşı tarafı zulmetmekle suçlayarak, kendilerini din adına çalıştıklarına ikna ederek sabretmeleri gerektiği vurgusunu ön plana çıkarıyorlar. Sağlıklı bir zihin yaşanan olumsuzluklardan bir hayat dersi çıkarır. Ancak ideolojisi ne olursa olsun kapalı örgütlenmelerde, ortaya çıkan olumsuz durum tepedeki lider tarafından yorumlanır. Alt tabakalar mutlak bir şekilde buna itaat ederler.
İTTİFAK MUHALEFETE KAYBETTİRDİ
Fethullah Gülen asla kendini sorgulamaz. Çünkü kendisini seçilmiş özel bir insan olarak gördüğü ve Allah'ın yardımının kendisi için garanti olduğuna inandığı için ve müridlerini de bu argüman üzerinden inandırdığı için özeleştiri yapılması bu sistemin çökmesi anlamına gelir. Aslında bu grubun hiç de tekin bir hareket olmadığını muhalefet de en az iktidar kadar biliyor. Sonuçlardan yola çıkılacak olursa Cemaat ittifakı her iki seçimde de muhalefete kaybettirdi. Birinci seçimde muhalefeti tapelere mahkum etti. Bu seçimde ise 'Eski Türkiye'nin argümanlarına mahkum etti. Sürekli zarar ettiren bir ortakla kimse ittifak yapmak istemez.
SEÇİM YENİLGİSİNDE SORUMLULUK CHP'NİN
CHP çok iddialı parti değil. Ancak birileri sürekli AK Parti'yi devirecek bir misyon bekliyor. CHP'nin ise ne böyle bir gücü var ne de böyle bir amacı var. Sürekli yüksek motivasyonla sahneye sürüldüğü için seçim sonlarında büyük bir hayal kırıklığı yaşıyorlar. Bu seçim yenilgisinde de sorumluluk büyük ortak CHP'ye aittir. CHP'liler MHP'yi oy vermemekle suçlayacaklar. Fakat seçmen dediğimiz kişi partilerin ve liderlerin kölesi değildir. Her parti seçmeni, önüne başarılı bir alternatif konulmadığı takdirde daha başarılı bir adaya oy verebilir. Nitekim MHP seçmeni de bunu yaptı. Muhalefet partilerini sürekli yenilgiye mahkum eden unsur da seçmen davranışlarını yeterince analiz edememeleridir.
SANDIĞA GİTMEYEN SEÇMENİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU AK PARTİLİ
Bir araştırmamız var. İkinci tura kaldığı takdirde Erdoğan'ın oyları yüzde 60'a yükselecek İhsanoğlu ise yüzde 40 oy alacaktı. Hata payı ile birlikte yüzde 58'e yüzde 42 diyebiliriz. Bu da Anayasa referandumu oyu. Sandığa gitmeyen yüzde 25'in büyük çoğunluğunun CHP ve MHP seçmeni olduğu söyleniyor. Bu doğru değil. Sandığa gitmeyenler büyük oranda AK Parti'li. CHP seçmenlerin sandığa gitme motivasyonu AK Partili seçmenden daha yüksekti.
ARAŞTIRMA ŞİRKETLERİ YANILDI ÇÜNKÜ...
Araştırma şirketlerinin yanılma payı katılımın düşük olmasıyla doğrudan ilintili. Eğer katılım yüzde 80'in üzerinde olsaydı HDP'nin oyu yüzde 8.5'a düşecekti. Erdoğan'ın oyu da yüzde 54-55 bandına yükselecekti. Katılımın düşük olmasından en fazla etkilenen aday Sayın Erdoğan'dı.