Türkiye'nin en iyi haber sitesi
GÜLSE BİRSEL

Işınla beni Scotty!

"Uzay Yolu dizisinde, kapakları şakatak şukutak diye açılıp kapanan telsizlerle konuştuklarını hatırlarsınız. O telsizler olmasaydı, bugünün kapaklı cep telefonlarına uyum sağlar mıydık sanıyorsunuz!"

Ben pes ettim arkadaş! iPad, bluetooth, sesli komut, hepsini bizzat kullanan, teknolojiyle barışık, teknolojiye hayran, hatta teknolojiye yılışık bir insanım. Ama son haber kendimi Kezban Roma'da gibi hissetmeme yol açtı. "Beyin dalgalarıyla hareket eden uçan robot yapıldı" haberinin, değil robotunu, haberin kendisini anlamam bile bir 10 dakikama mal oldu. Yazıyı üç kere okudum, videoyu dört-beş kere seyrettim. Eserin ana hatlarını, anlatmak istediğini kavradık mı; kavrayamadık! 80'li yılların başında bir matematik hocam vardı. Bir akşam bize misafir geldiğinde, babam yeni aldığı uzaktan kumandalı videoyu kendisine gösterdi. Bir önceki uzaktan kumandalar kabloluydu, bu yeni nesil ise kablosuz, ki o zamanlar 'yeni nesil' de, sadece insanlar için kullanılan bir terimdi ve bana tekabül ediyordu. Her neyse, matematik hocam, uzun uzun kumandanın çalışmasına bakıp "Arkadaş, kabloluları anlıyorum, sen buradan düğmeye basıyorsun, o kablodan gidiyor gidiyor oraya basıyor, ama bu kablosuz olarak nasıl basıyor vidooya, onu anlamıyorum" dediği andan itibaren, ister en belalı havuz problemlerinin çözümünü anlatsın, ister pentagonun alanını bulsun (ABD'dekinin değil, geometride beşgen manasında olanın!), matematik hocamın gözümde bir değeri, bir saygınlığı kalmadı! Bu konuda videoya "vidoo" demesinin etkisi olmuş da olabilir! Ama işte o yıllarda, çocukken, bizler Uzay Yolu seyircileriydik, ister istemez. Buradaki 'ister istemez' TRT'nin tek kanallı günlerini ifade etmektedir, yoksa dizinin kendisine laf yoktur (Hatta bir ara bitti de, yerine Uzay 1999 koydular, hiç yerini tutmadı!)... Fıstık gibi dizi olmasının yanı sıra bizi bu günlerde şakır şakır kullandığımız teknolojiye de çaktırmadan ve tesadüfi şekilde alıştırmıştır ve kanımca bugünkü icatlara beş dakika içinde adapte olup, onlarsız hayat düşünememeye başlamamızın sebebi tamamen Uzay Yolu'dur!

UHURA, KÜPESİNDEN DUYUYOR HER ŞEYİ
Uzay gemisinin içinde kapakları şakatak şukutak diye açılıp kapanan telsizlerle konuştuklarını hatırlarsınız. O telsizler olmasaydı, bugünün (hatta dünün) kapaklı cep telefonlarına şakatak diye uyum sağlar mıydık sanıyorsunuz?! O telefonun kapağını havalı açıp kapatma hareketi bile, 70'li 80'li yılların Uzay Yolu'ndan bilinçaltımıza işlemiştir; bu kadar iddialı konuşuyorum! Cep telefonuna meğer hayatımız boyunca bunu beklemişiz gibi atlamamızın en mühim sebebi Uzay Yolu'nun bizi hazırlama sürecidir! Geminin zenci sekreteri Uhura vardı hani, sekreter değil de, iletişim merkezi filan gibi bir şeydi. "Bana onu bağla, bunu bağla" işlerine bakardı. Biz o yıllarda "Uhura, küpesinden duyuyor her şeyi" derdik, çünkü kulağının içinde kablosuz, minik bir şey dururdu. Sonra bin yıl geçti aradan, benim gözümün kenarında minik kırışıklıklar ve bluetooth kulaklıklar çıktı! Şimdi olsa "Uhura'nın bluetooth kulaklığı var," derdik! Hey gidi. Aynı Uhura'nın bir de ekranına kalemle yazdığı, düğmeli filan metal bir kitap olurdu elinde. Sonra kaptanın elinde onun düğmesizini gördük, kapıları filan ona parmağıyla basıp açıyordu. Sonra iPad çıktı ve ben hemen alıp şakır da şakır kullanmaya başladım! İyi mi?

IŞINLAMA FİLAN OLSAYDI, İYİYDİ
Atılgan'ın bilgisayarları, hatırlarsanız "Bilgisayar, şunu yap, bunu yap, bir de kahve yap" diye sesli çalışır, hatta "Tamamdır efendim ama son komutunuz geçersiz ha, diyeyim de sonra şey olmasın" gibilerinden cevap verirdi. Uzay Yolu sayesinde sesli komut sistemlerini, bilgisayarda olsun, telefonda olsun, hiç yadırgamadık "Anneee, beni nasıl anladı?" hiç demedik! Bilakis, sokak ortasında telefona "Anne!" deyip, annemizi aramasını bekledik, yanlış anlayıp Ayla'yı arayınca "Gerzek" diye söylendik. İnanın şu anda "Işınlama" çıksa, kimse "Nasıl? Işınlama ne? Olmaz öyle şey? Ha?" demez. "Kaçaymış?" der! Scotty bizi yıllarca ışınladı kardeşim, Scotty'nin yaptığı işe güvenilmez mi? Bu son çıkan 'beyin dalgalarıyla uçan robot'u anlayamama sebebim, bittabi aşina olmamam! Yeşil kanlı Mr Spock beyin dalgalarıyla bir şeyler yapıyordu filan ama, hafızamda kalmamış! O bakımdan Amerika kıtasının vahşi yerlilerinin ilk İspanyol gemilerini ufukta gördüklerinde, canlı mı, hayvan mı, cisim mi tanımlayamayıp, bir kısım halkın da tanımlayamadığı için görmemesi, denizin parçası sanması gibi, okuduğum haberden bir kelime anlamadım! Hayatımda ilk kez kendimi "vidoo" diyen matematik hocam gibi hissediyorum!Işınlama filan olsaydı iyiydi de...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA