Florya'da arkadaşımız Erkan Koyuncu'nun vefat ettiği olayda ihmal var mı. Sizin bu konudaki görüşleriniz ne?
Soma'da 300'den fazla madencimizin ölümüne neden olan zihniyet neyse Galatasaray'da da durum aynıdır. İhmal ve vurdumduymazlık bir meslektaşımızın ölümüne neden oldu. Böylesine bir kapının yapılması yönetim kurulunun kararıyla olur. Hiçbir güvenlik görevlisi ya da tesis çalışanı böylesine 5 tonluk bir kapının yapılması için karar veremez ve bunla ilgili masraf yapamaz. Demir kapı adeta Fransız ihtilalindeki giyotinle yapılan idamlar gibi hazırlanmış. Bütün suçu bir güvenlik görevlisinin üstüne yıkmak doğru değildir.
BİR SAVCI VARDIR!
Bu kapının yapılmasına yönetim karar vermişse bütün sorumluluğu da üzerine almıştır. Türkiye'de bunun hesabını Galatasaraylı yöneticilerden soracak cesur bir savcı mutlaka vardır. Galatasaray yönetimi milyonlarca Euro'yu bazı menajerlere verirken, bazı danışmanlar bu paralardan nemalanırken 3 kuruşluk bir sensörü takmayıp bir meslektaşımızın ölümüne neden olmuştur.
OTELİNİZDE VAR MI?
Aynı Galatasaray yönetimine soruyorum ki; can güvenliği nedeniyle Galatasaray Erkek Basketbol Takımı'nı Ülker Arena'daki finale çıkartmayıp tarihi bir ayıba imza atarken acaba kendi tesislerinde can güvenliği var mıdır? Son sorum da 'monşer' Ünal Aysal'a... Acaba böyle bir kapıyı kendi otelinize taktırıp yine aynı vurdumduymazlıkla davranır mıydınız?
BİR İNSAN ÇOK BASİT BİR NEDENLE ÖLDÜ !
Bu tür olayların önlenmesi için kulüplerimize ne gibi sorumluluklar düşüyor? Çok acı bir olay yaşadık..
Bir insan öldü ve çok basit bir nedenle öldü. O kapıyı takma kararını veren herkes bu olaydan sorumludur. Bu kadar basit. Ben yitirdiğimiz kardeşimizin kanının hesabını soruyorum. Kimse kapı takılmasın demiyor ki. Her şeyin bir önlemi vardır. Kapıyı takarsın, öyle bir frenleme sistemi yaparsın ki en ufak bir dirençte kapı kapanmaz, olduğu yerde kalır. Bunlar 3-4 kuruşluk harcamalarla halledilebilecek işler. Ama Türkiye'de insan hayatı maalesef sokaktaki kedi kadar bile önemli değil.
FOTOĞRAFI VEREMEDİ
G.Saray'ın Avusturya kampında, tanışmak için gazetecilerin iftarına katılan Prandelli'yi ilk karşılayan arkadaşımız Erkan Koyuncu olmuştu. Yukarıdaki fotoğrafı çok beğenen Erkan arkadaşlarına, "Bu fotoğraftan yaptırıp Prandelli'ye hediye edeceğim" dedi ama vadesi yetmedi.
