İki ayda 11. resmi maç ve 13 gol... Dile kolay üstelik bunların dördü, (hem maç hem gol) uluslararası arenada... İstim üstündeki Burak Yılmaz, İstanbul Belediye'nin işini ilk yarıda bitirirken yalnız değildi. İlk devre top gelmeyen Muslera bir kenara, Eboue'den Drogba'ya tüm takım taşın altına elini soktu.
İstanbul Belediye maça, geri dörtlünün önünde üç kesici (Serhat-Mahmut-Efe) üçlüsü ile başladı. Top Galatasaray'a geçince Tom sağdan, Doka soldan ortayı beşliyor, diziliş 4-5-1'e dönüyordu. İlk dakikalarda bu kalabalığı delemeyen Galatasaray uzaktan şutlar denedi. Orta alandan Selçuk ve Sneijder'in akıllarını sahaya koymaya başlamalarıyla 10'da Drogba, 12'de Burak'ın savunma arkası koşularında topla buluşmaları golün nasıl geleceğinin göstergesiydi. Ama Galatasaray'ın en önde bir oyun kurucusu daha var. Transferinde "ne goller" atar denilen Drogba, Cimbom'un hücum hattını organize eden isim oldu. Burak'ın perdeyi açan golünü hazırladı. Eboue'nin asistinde, Burak'ın golle sonuçlanan atakta da payı büyüktü.
Sneijder belki topla arzulanan katkıyı yapamasa da özellikle ilk yarıda orta alanda çok top kaparak katkı verdi. Ama sahanın en çalışkan ismi tartışmasız Hamit Altıntop'tu. Doksanıncı dakikada üstelik oyuna bir kaç dakika önce girmiş Tayfun'la elli metre omuz omuza depar atıp topu çaldığı pozisyonun benzerlerini maç boyunca defalarca izlettirmişti. Elbette G.Saray'ın Şampiyonlar Ligi sınavları öncesindeki dokuzuncu lig maçında 4. galibiyetini alması önemli ama ikinci yarıda verdikleri pozisyonlar da dikkat çekici. Fatih Terim'in Sneijder ile Riera değişikliği sonrası uzatmalar dahil 35 dakika yeniden sahneye sürdüğü 4-4-2'den ne kadar tatmin olduğunu Madrid'de göreceğiz.