Dün gece Beşiktaş'ın önemli eksikleri vardı. Bilhassa stoperlerde sıkıntı büyüktü. Maç öncesi yaptığım fikir jimnastiğinde, önemli olan Roberto Carlos'un ne yapacağı idi. Çünkü Roberto Carlos günümüz futbolunun ilkesine tam ters kutup teşkil eden anlayışla, defans bloğunu çizgi halinde öne çıkartıp, çağ dışı ofsayt taktiği uygulatıyordu. Bu yüzden Sivasspor, Fenerbahçe'den 5 gol yemiş bir o kadar da tehlike yaşamıştı. Maçın 15. dakikasında 10 kişi kalan Galatasaray'a yenilmişti, geçen hafta da Antalyaspor'dan evinde fark yemişti.
Dün maç başladıktan çok kısa süre sonra Roberto Carlos'un aynı çağ dışı taktiği devam ettirdiği görülüyordu. Oyuna sakin, hırslı ve tempolu başlayan Beşiktaş çok erken skor avantajını yakaladı. Ardından da hiç zahmet çekmeden arka arkaya net pozisyonlar buldu. 20. dakikada maç 5-0 olabilirdi. Sonra Sivasspor topa sahip olarak sahanın bütününü çabuk paslarla kullanıp oyuna hükmetmeye başladı. Ama Beşiktaş rakibinin yaptığı hataya düşmeyip takım halinde topun arkasına geçip, geride alan daraltıyordu. Bu arada Sivas 2 pozisyon bulsa da iki de çok net pozisyon daha verdi.

MEHMET AKGÜN'Ü BEĞENDİM
İkinci yarıda Beşiktaş'ın temposu düştü. Hücum gücü sınırlandı. Bunda önemli faktörler Gökhan Töre'nin sakatlanıp çıkması Almeida'nın yorulması ve Olcay'ın da en kötü maçlarından birini çıkarmasıydı. Oyun üstünlüğü genelde Sivasta'ydı. Ama onlarında gol atacak bir görüntüsü yoktu. Çünkü 3 forveti de birbirinden kötü oynuyordu. Ama da Costa'dan çıkan sürpriz bir uzak menzilli mermi, skora denge getirdi.
Sonuçta Beşiktaş ilk yarıda tarihi fark yapacağı bir maçtan çok önemli 2 puan kaybederek ayrıldı. Ben Beşiktaş'ta en çok uzun zamandır forma şansı bulamayan Mehmet Akgün'ü beğendim.

MAÇIN ADAMI: YOK!