* Paddock Club'da yemekleri, ünlü Japon şef ve Nobu restoranların sahibi Nobu Matsuhisa yaptı. Formula'nın ünlü partisi ise Amber Lounge adı verilen dev mekandaydı. Partiye girmek için gereken davetiyelerin her biri 1000 Amerikan dolarıydı!
TÜRKİYE'Yİ ÖZLÜYORUZ
Vodafone; Türk gazetecileri, McLaren Racing Genel Müdürü Jonathan Neale ile de bir araya getirdi. Sohbetin başlıca konusu 'İstanbul pisti' için ne düşünüldüğüydü. Neale, özetle şunları söyledi: "Türkiye'yi özlüyoruz... Formula 1'de yer alan tüm takımlar, İstanbul'da yarışmayı çok seviyor. Bu nedenle İstanbul'a dönmeyi çok istiyoruz. Ancak nerede yarış yapılacağının kararını biz vermiyoruz. Seçimi FIA, takımlar ve sponsorların oluşturduğu F1 Komisyonu yapıyor. İstanbul'un yeniden F1 takvimine alınması için hem takımlar ve sponsorların girişimlerde bulunduğunu hem de hükümet nezdinde lobi yaptığını biliyorum. Umarım bu konuda ilerleme kaydedilir." Neale'ın sözlerinin içi boş da değil; İstanbul'un F1 için neden önemli olduğunu şöyle anlattı:
ÇOK AĞIR BİR TEMPO
"Hindistan, Amerika Teksas ve Rusya'nın yarış takvimine alınmasıyla birlikte sezon çok uzamış oluyor. Beş kıtada 20 yarış yapıyoruz ve iki sezon arasında da yeni otomobili hazırlayıp mükemmel hale getirmeye çalışıyoruz. Her yarışa en az 40 tonluk malzemeyle gidiyoruz. Bu, çok ağır bir tempo... Dolayısıyla ne kadar daha az mesafelerle seyahat edersek o kadar iyi. İstanbul da bu anlamda ideal bir lokasyon."
YARIŞ PİSTİ ŞEHRİN ORTASINDA
Singapur, gece yarışlarının yapıldığı dünyadaki tek yer. Korkunç sıcağın ve nemin dayanma sınırlarını zorladığı bu ülkede, bir de otomobilin içinde sıcaklığın artı 30 derece fazla hissedildiğini düşünürsek, gayet faydalı bir durum ama kesinlikle yetmiyor, o pilotların yerinde olmak istemezdiniz! Yarış pisti şehrin tam ortasında. Işıl ışıl gökdelenlerin arasında, görüntü muazzam... Dünyanın kitlesel ulaşım araçlarıyla en kolay ulaşılan pisti. Araçlar, gün boyu pistte vızır vızır dolanıyor ve eğer yarış pistinin etrafındaysanız, bu sesler kulağınızı sağır edebilecek boyutta.
BİRAZ DA SİNGAPUR...
* Uçaktan iner inmez rehberlerin bize söylediği ilk şey şu: Sokakta sakız çiğnemek yasak! Neden? Yerler kirlenmesin diye! Hatta 500 dolara varan cezası var. Yerlere tükürmek de yasak. Türk insanı bu ülkede oldukça mağdur oluyordur haliyle!!!
VİTRİNLER TURİSTLERE!
* Singapur ticaretin ve turizmin yarattığı bir mucize. Her yer çok katlı, az katlı, lüks ya da değil; alışveriş merkezi dolu. Sıcak dolayısıyla, başka türlüsü mümkün değil zaten!
* Burası öyle bir alışveriş cenneti ki, bir caddedenin karşılıklı kaldırımlarında Louis Vuitton, Chanel, Miu Mui, Versace, Max Mara gibi envai çeşit marka mağaza yer alıyor.
* Vitrinler yeni sezon ürünleriyle dolu; paltolar, çizmeler, kazaklar... Ama Singapurlu kadınlar hiçbirini giyemiyor. Bu vitrinler sadece turistlere yönelik. Alışverişin boyutunu düşünün artık! Bu seyahatın en iyi tarafı da, vizeye ihtiyaç olmaması...
* Gündüz ve gece safarileri çok zevkliymiş ama gruptan kimseyi ikna edemedim. Bizim ahali daha çok, tabakta önlerine konulan hayvanları incelemeyi ve yemeyi tercih etti! Bu arada; kabuklu deniz mahsullerini seviyorsanız, Singapur'dan iyi yer yok.
YARIŞ PİSTİ ŞEHRİN ORTASINDA
Singapur, gece yarışlarının yapıldığı dünyadaki tek yer. Korkunç sıcağın ve nemin dayanma sınırlarını zorladığı bu ülkede, bir de otomobilin içinde sıcaklığın artı 30 derece fazla hissedildiğini düşünürsek, gayet faydalı bir durum ama kesinlikle yetmiyor, o pilotların yerinde olmak istemezdiniz! Yarış pisti şehrin tam ortasında. Işıl ışıl gökdelenlerin arasında, görüntü muazzam... Dünyanın kitlesel ulaşım araçlarıyla en kolay ulaşılan pisti. Araçlar, gün boyu pistte vızır vızır dolanıyor ve eğer yarış pistinin etrafındaysanız, bu sesler kulağınızı sağır edebilecek boyutta.