Henüz 26 yaşında olan S.K'ya, 2005'te HIV pozitif tanısı kondu. Düzenli tedavilere başlayan S.K. hayata küsmedi, âşık oldu, durumu bilen kız arkadaşıyla kaçarak evlendi. Yaşadığı küçük Anadolu şehrinde hastalığı öğrenilince dışlandı, iş bulamaz oldu. Tüm zorluklara direnen S.K., İstanbul'a taşınıp kendisine yeni bir hayat kurdu. HIV taşıyıcısı S.K. geçen yıl ağustos ayında nefes alma problemi ve boğaz enfeksiyonu nedeniyle İstanbul'da bir polikliniğin kulak burun boğaz kliniğine başvurdu. Kendisini muayene eden doktor, genç adama "kemik eğriliği" teşhisi koydu ve ameliyat olması gerektiğini söyledi. Tam teşekküllü bir devlet hastanesine başvuran S.K hastanenin anestezi bölümüne müracaat edip ameliyat için g e r e k l i testleri yaptırd ı . Kan testlerini yapan laboratuvar bölümüne de, ameliyatı gerçekleştirecek doktora da HIV taşıyıcısı olduğunu anlattı. Hastanenin laboratuvar sorumlu hekimi, HIV pozitif tanısının ameliyata engel olmadığına, her ameliyat için alınan güvenlik önlemlerinin bulaşma riskini düşürdüğüne yönelik görüş ve resmi yazısını ameliyatı yapacak olan doktora bildirdi. Ancak doktor "Ben riske giremem" diyerek klinik şefinden izin alınması gerektiğini söyledi.
"RENCİDE OLDUM"
Ancak klinik şefi ve diğer bölüm doktorlarının sözleri S.K.'yi yıktı. "Daha önce hemen ameliyat olmalısın diyen doktorlar ameliyatın şart olmadığını söylemeye başladılar" diyen S.K. "Israrlarımı sürdürünce nasıl olsa ağzından nefes alabiliyorsun diyerek beni yolladılar" diye konuşuyor. Tüm bu sürecin poliklinikte diğer hastaların arasında gerçekleştiğini anlatan S.K. "Hastanede durumumu bilmeyen kalmadı. Diğer hastalar bile HIV taşıyıcısı olduğunu öğrendi. Rencide oldum" diyor.
DAVA AÇTI
İlk şoku atlatan S.K, hakkını aramaya karar vererek Pozitif Yaşam Derneği'ne başvurdu. Derneğin yönlendirdiği Avukat Tuğba Tüfekçi ile birlikte harekete geçen S.K. doktorları önce İstanbul Tabip Odası'na şikâyet etti. Ardından "Kişilik haklarının ağır ve telafi edilemez biçimde ihlal edildiği" gerekçesiyle kendisini ameliyat etmeyi reddeden doktorlar aleyhine 100 bin liralık manevi tazminat davası açan S.K., şimdi ilk duruşması için gün bekliyor. Anayasa'nın 17. maddesi gereği her bireyin yaşama hakkına sahip olduğunu dile getiren Avukat Tüfekçi "Anayasaca korunan özel hayata saygı, sağlık hakkı, tıbben özen hakkı, tıbbi bakım ve ayrımcılığa tabi tutulmama gibi haklar açıkça ihlal edildiği için gerekli davayı açtık" diye konuştu. Halen bir atölyede çalışan S.K., dava sonucunda talep ettiği tazminatı alması durumunda yarısını Pozitif Yaşam Derneği'ne bağışlayacağını belirterek, "Geri kalanıyla önce borçlarımı kapatıp sonra bebek yapacağım" dedi. Peki ya ameliyat... S.K. gelişmelerden sonra biraz korksa da eğer bir doktor bulursa ameliyat olmak istiyor.
HIV ARTIK KRONİK
Dünya Sağlık Örgütü tarafından kronik hastalıklar listesine alınan HIV, 1996'dan bu yana mevcut gelişmiş ilaç seçenekleriyle kontrol altında tutulabiliyor. HIV pozitif kişiler düzenli tedavi ile hayatlarına devam edebilir, çalışabilir, evlenebilir, belirli önlem ve kontrollerle sağlıklı çocuklar dünyaya getirebilirler.
BEYNİ YAŞLANDIRIYOR
ABD'li bilim adamlarına göre, AIDS'e yol açan HIV virüsü, beynin erken yaşlanmasına yol açıyor. Washington Üniversitesi ve Kalifornia Üniversitesi tarafından yürütülen çalışma sonucu, HIV virüsü taşıyan hastalarda beyne giden kan akışının; virüs taşımayan, 15-20 yaş daha yaşlı kişilerinkiyle aynı seviyede olduğu ortaya çıktı. Yaşlandıkça beyne kan akışının azaldığını belirten u z m a n l a r , HIV virüsü yüzünden bu sürecin daha erken başladığını, hastaların iyileşseler bile ilerleyen yaşlarda hafıza problemleriyle karşılaştığını belirtti.