Beldeye bağlı Üçgedik köyünde oturan Bünyamin Gürbüz (7), Hüseyin Can Özcan (9), Süleyman Gürbüz (15), Süleyman Numan Gürbüz (10), Halil Doğru (9) ve Harun Doğru (6), dün saat 16.00 sıralarında, yüksek kesimlere yağan karda oynamak için köylerinden 4 kilometre uzaklıktaki ormana gitti.
Bir süre orman içinde ilerleyen çocuklar, havanın aniden kararması ve yoğun kar nedeniyle yollarını kaybedince köylerine dönemedi. Çocuklarından haber alamayan aileler, durumu jandarmaya bildirdi.
FOTOĞRAFLAR İÇİN TIKLAYINIZ
Jandarma ekipleri yaptıkları çalışma sonucu 6 çocuğa saat 07.00'de ulaşmayı başardı. Soğuktan etkilenen çocuklar, Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavi altına alındı.
Çocukların sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi.
JANDARMA İL KOMUTANI ÇOLAK: ASKERLER ÇOCUKLARI PARKALARIN İÇİNDE AŞAĞIYA İNDİRDİ
Hatay'ın Serinyol beldesine bağlı Üçgedik köyünde yüksek kesimlere yağan karda oynamak için gittikleri ormanda yollarını kaybeden 6 çocuğun, jandarmanın çabası sonucunda bulunarak getirildiği Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Tıp Fakültesi Hastanesinde tedavileri sürüyor.
Jandarma Alay Komutanı Jandarma Albay Vedat Çolak, çocukların kaybolduğuna dair haberi, ailelerin geç bildirdiklerini, haberi alır almaz 700 kişiden oluşan komando ve özel harekat timleriyle arama ve kurtarma çalışması yaparak çocuklara ulaşmayı başardıklarını söyledi.
Çocukları sık ağaçların bulunduğu ormanda sağ şekilde kurtarmanın mutluluğunu yaşadıklarını kaydeden Çolak, ''Askerler dağlık bölgeden çocukları parkaların içine alarak indirdiler. Zaman geçirilmeden en yakın hastane olan MKÜ Tıp Fakültesi Hastanesine getirdik. Aileler bizlere daha önce haber verseydi böyle riske girilmezdi. Havanın kararması, sis, soğuk ve ayaz, sık ormanlık alan işimizi zorlaştırdı. 6 çocuğu sağ salim kurtardığımız için askerlerimizle gurur duyuyoruz'' dedi.
Albay Çolak daha sonra çocukları bulunan ailelere 12'şer adet iç çamaşırı dağıttı. Mustafa Kemal Üniversitesi (MKÜ) Rektörü Prof. Dr. Şerefettin Canda, çocukları acil serviste ziyaret etti. Çocuklara ilk etapta serum bağlandığını, diğer tetkiklerin yapıldığını belirten Canda, her türlü bakımlarını gerçekleştirdiklerini, 6 çocuğun da sağlığının iyi olduğunu gözetim için akşama kadar hastanede tutacaklarını kaydetti.
ÇOCUKLARIN YAKINLARI
Kaybolan Süleyman Gürbüz'ün babası Ali Gürbüz, ailece perişan olduklarını belirterek, şöyle devam etti:
''İşten köye döndüm. Eşim, Süleyman'ın halen dönmediğini havanın kararmak üzerine olduğunu söyledi. Hemen diğer komşulara da sordum. Zaten köyde herkes akraba. Onların da çocuklarının eve gelmediğini öğrenince önce bizler köye yakın ormanda arama yaptık. Hava kararınca jandarmaya bilgi verdik. Orada hata yaptık. Çünkü jandarmaya anında haber versek belki de böyle sorunlar yaşamayacaktık. Çocuklar ölümden döndü. Dilerim çocuklar bundan dersler çıkartır.''
Kaybolan Hüseyin Özcan'ın annesi Fatma Özcan, çocuğunun arkadaşlarıyla bisiklete bindiğini gördüğünü daha sonra kaybolduklarını, 6 çocuğun ailesiyle köyün etrafında aramaya çıktıklarını, bir ara umudu kestiklerini, jandarmanın çabasını unutamayacaklarını söyledi.
''BİR DAHA ASLA KÖTÜ HAVALARDA EVİN DIŞINA ÇIKMAYACAĞIM''
Kaybolan çocuklardan Süleyman Gürbüz, arkadaşlarıyla bisiklette kar toplamaya gittiklerini, bisikleti bir tarafa bırakarak daha yükseklere çıktıklarını ifade ederek, ''Yolumuzu kaybettik. Ormanda kaybolduk. Bizi arayan köylülerin sesini duyduk. Ama dayak yiyeceğimizden korktuğumuzdan yanıt veremedik. Kendi imkanlarımızla köye dönebileceğimizi düşündük. Sonra da pişmanlık duyduk. Büyük cahillik yaptık. Bir daha ailemizi üzmeyeceğiz. Asker amcaların bizleri bulmaları ve parkalarını bizlere vermelerini hayatım boyunca unutamayacağım'' diye konuştu.
Hüseyin Can Özcan da köpeğini dağa birlikte götürdüğünü, dağda yollarını kaybettiklerini belirterek, şunları kaydetti:
''Dağda mahsur kaldık. Çok üşüdük ve acıktık. Daha sonra dereye inerek oradan su içerek hayatta kalmaya çalıştık. Köpeğe hepimiz tek tek sarılarak ısındık. Bir daha asla kötü havalarda evin dışına çıkmayacağım. Gerçekten çok korktuk. Televizyonlarda izlediğimiz filmlerden de biraz bilgimiz vardı. Ama yine de ölebilirdik. Hayatta olmamazı askerlere borçluyuz.''
