Ahalimiz havadan, denizden indirme, bindirme yaparaktan yığın yığın doluşmuş bayram gezmesi için buralara. Adım başı Türk Bayrağı çekili Meltem, İmbat, Şule, Truva, Tavus kuşu, Köpük, Kırlangıç, İmroz, Yel, Selin vs. isimli guletler, tirhandiller dolu marina ve iskeleler. Yolda, "Koşma oğlum, uzaklaşma kızım..., Bak burası ucuz, Aynısını İzmir'de gördüm, Basket maçını nasıl izleyeceğiz?, Aaa bak minare var, yıkmamışlar, Buraları Osmanlı yapmış..., Nasıl da kaptırmışız bu adaları?" cümleleriyle iç içe yürürken sankim Kordonboyu, Suadiye, Lara kıyılarında dolaşıyoruz. Geçende bizim gazeteye "Yunan ekonomisini tatilci Türkler kurtarıyor" diye haber olmuştu ya, "O durum bayram dolayısıyla 3'e katlanmış" diyorlar. Kafelere, restoranlara şöyle bir bakınca Çiçek Pasajı'nda, Nevizade, Kumkapı ya da Bursa'nın Arap Şükrü Sokağı'nda sanırsınız kendinizi. Hele Serdar Ortaç, Hande Yener, Yalın çalan eğlence mekânlarına da rastlayınca pek şaşırıp sevindik. Hele bir restoran-barın az ötesinde seğirtirken, kadife sesli Dario Moreno'nun "Deniz ve Mehtap sordular seni neredesin" diyen unutulmaz şarkısını duymak "hoş geldiniz" selamı gibi geldi bize.
BATTIK AMA YİNE YATTIK
Şu Symi Adası'ndaki meşhur Manos Restoran tümden Türk, sıra bekleyen kalabalıklar da ona keza. Şarkıcı dost Fedon'dan selam götürünce Manos daha bir ilgi alaka yapıyor bize. Şaşırmayın ama çeşitli 'uzo' markaları taşıyan onca şişe arasında en 'faça' yere Yeni Rakı'yı çekmiş Manos. Garibime giden bunca "Battık, batıyoruz, kurtarın bizi" feryatlarına rağmen, öğlenden akşam vakitlerine kadar 'siestalarından' gram ödün vermeyip, on binlerce yabancı turisti kapı duvar dükkânlarla karşılamaları. Herkes alışveriş peşinde çarşı içlerinde, hazretler evde pineklemekte peeeh! Yunanlar denizci millet amenna. Lakin marinacılıkta bizden öğrenecekleri çok şey var. Ahir ömrümüzün sonbaharında kısmet oldu, bu bayram adalara iskele alabanda yaptım şükür. "En iyi tekne arkadaş teknesidir" sözü ne doğruymuş meğer. Kaptan hazır, çımacı hazır, kumanya, çay, kahve, gazoz hazır oooh!"