Şanlıurfalı İzol aşiretinin "aykırı ismi" Hamit İzol, 2009'da yayımlanan ve büyük ilgi gören "Aşiret ve Öteki Yüzü" adlı kitabının ardından, yine aşiretlerin dünyasını anlatan "Ağa'nın Akmayan Gözyaşları" adlı bir roman yayımladı. İzol, bu romanında, Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nin gayrıresmi tarihini okuyucularıyla buluşturuyor. II. Abdülhamid döneminden başlayarak, 1980'lere kadar uzanan bir süreçte, aşiret ilişkilerini, kadınlar arası rekabeti, kan davasını ve çıkar çatışmalarını yalın bir dille sunuyor. İzol, Urfa'nın düşman işgalinden kurtuluşundan, Türkiye'nin sağ ve sol olarak iki kampa bölündüğü döneme kadar geniş bir kronolojinin tahlilini yapıyor, insan ilişkilerinin aldığı yolu anlatıyor.
'AŞİRET MAFYA SANILIYOR'
Birinci kitabının çok olumlu etkiler yarattığını belirten Hamit İzol şunları söylüyor: "Ağalık sistemini, aşiret sistemini bilmeyen insanlar o konuda bilgi sahibi oldu. Batıda yaşayanlar aşireti mafya gibi algılıyor. Kitap, aşiretlerin kan bağına dayalı akrabalık sistemi olduğunu gösterdi. Neticede Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluşundan Türkiye Cumhuriyeti'nin son zamanlarına kadar zaten bütün aileler aşiret kökenliydi. Zamanla aileler küçülmeye başladı. Urfa'da aşiret sistemi hala canlılığını korumaktadır. Bunun da kötü olmadığını anlatmaya çalışıyoruz." "Ağalar da ağlayabilirse sorunlar daha rahat aşılabilir" diyen İzol, yazmaya başladığı yeni kitabında da Egeli bir kızla, Doğulu bir gencin aşkını anlattığını söylüyor. İzol, şöyle konuşuyor: "Aşkın Kürt-Türk olarak ayrılamayacağını, herkesin birbirine aşık olabileceğini anlatacağım. Ülkemizin zenginliği de buradan gelmiyor mu ? Birbirimizle evlenmemiş, aynı kaderi paylaşmamış olsaydık, bugün bu ülke çoktan bölünmüştü. Türkler ve Kürtler bir bölgede toplanmış değil, hepimiz iç içe yaşıyoruz. Onun için ayrılmaz bir bütünüz."