Dünya Sağlık Örgütü tarafından cep telefonlarıyla birlikte turşunun da kanserojenler listesine alınması tıp dünyasında tartışma yarattı. Sebzelerin sirke ile birleşiminin mide ve yemek borusu kanseri riskini artırdığını açıklayan Dünya Sağlık Örgütü'nün (DSÖ) uyarısına destek olarak da Japonya'da 2009'da yapılan araştırma gösterildi. Buna göre çok turşu tüketen turşuya sofralarında ABD'ye göre yüzde 35 daha fazla yer veren Japonya'da, bu kanser türlerinin görülme oranı da daha yüksek. DSÖ'nün açıklaması Türkiye'de de uzmanları ikiye böldü.
Hiç kimseye turşu önermem
Prof. Dr. Ziya Mocan (Beslenme ve Metabolizma Uzmanı): Turşunun zaten hiçbir besin değeri yoktur. Sağlıklı bir besin olmadığını her zaman biliyorduk. Çok tuzlu, içine konulan koruyucuların hepsi zararlı. Konserveler, suşiler ve konserve balıklar için de bunlar geçerli. Zaten mümkün olduğu kadar turşu tüketimini azaltmaları tavsiye edilir. DSÖ'nün tavsiyesine bu nedenle hiç şaşırmadım.
Birçok vitamin içerir, bence yararlı
Prof. Dr. Ahmet Aydın (Taş Devri Diyeti'nin yazarı): Turşu son derece yararlı bir besindir. İçinde bir yığın vitamin vardır. Tuzlu olduğu için biraz eleştirilebilir ama yapılırken kaya tuzu kullanılırsa ya da yenilirken tuzu alınırsa o sorun da ortadan kalkar. Bir kere probiyotiktir. Katkı maddelerinden korkanlar evde kendileri hazırlayabilirler. Dünya Sağlık Örgütü tavsiye etmiş olabilir ama bizim turşular da incelensin. Bence yararlı.
Çok yenilirse belki ama yasaklamam
Prof. Dr. Erol Avşar (Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi): Kansere tek bir şey neden olmaz. Pek çok neden bir araya geldiğinde oluşur. Sigara gibi kansere neden olduğu bilinen bazı etkenler vardır. Yine turşu çok yenildiğinde mide kanser riskini yükseltebilir. Ama tütsülü et, salamura, tuz da aynı etkiyi yapar. Ben bunu bilmeme rağmen hastalarıma yasaklar listesi vermem. Turşu riski artırıyorsa portakal, kivi de azaltır.
Hayvan deneylerine dayanıyor
Doç. Dr. Mustafa Çetiner (Memorial Hastanesi Hematoloji Uzmanı): Turşunun sitrik asit içeriği nedeni ile kansere yol açtığı iddia ediliyor. Berkeley Üniversitesi'nin yürüttüğü çalışmanın verilerine göre sitrik asit kanser yapıcı bir potansiyel taşımaktadır. Ancak bu değerlendirmenin hayvan çalışmalarına dayandırıldığı da unutulmamalı. Kanıtların tümü, ilki 1949'da yayımlanan bir seri hayvan çalışmasına dayandırılmaktadır.
