Avrupa ülkelerinde adeta cam fanuslar içinde yetiştirilen sülüklerin yetiştiği ortamdan kaçmaması gerektiğini belirten uzmanlar, sülükler omurgasız olduğu için iğne deliğinden bile geçebildiğini söyledi.
Erzurum'da bir sülüğün, yılda 2 kez ürediğini kaydeden uzmanlar, sülüklerin her üremede 2 ila 8 yavru verdiğini kaydetti. İki tür sülük bulunduğunu anlatan uzmanlar, bunlardan birinin medical diğerinin yenilebilen sülük olduğunu vurguladı.
Sülüklerin geçmişte gut veya yüksek ateşli rahatsızlıklarda kullanıldığını ifade eden uzmanlar, 'Karaciğer ve böbrek hastalıkları, romatizma, tüberküloz, epilepsi, cinsel yolla bulaşan hastalıklarda, baş ağrısı, menenjit, kalp, akciğer, deri ve kulak rahatsızlıklarında kullanılmış. Sülüğün, bir taraftan kanı emerken diğer yandan 'Hirudin' adlı salgısını karıştırarak kanı seyreltip, bağışıklık sistemini güçlendirdiği ve hastalıkların oluşması ve tedavisinde rol oynadığı biliniyor.
Günümüzde sülükler özelikle mikro ve rekonstrüktif cerrahide vücuttan kopan parmak, kulak, burun ucu gibi organların yeniden kaynaştırılmasında, yanık tedavisinde, nakledilen dokuların altında biriken ya da damarları tıkayan kanın temizlenmesinde kullanıyor. Sülükler, kanın pıhtılaşmasını önlüyor, pıhtıların çözülmesini sağlıyor, kandaki oksijen miktarını artırıyor, yüksek tansiyonu düzenliyor, iltihaplı yaraların tedavi sürecini hızlandırıyor, damarlardaki kan dolaşımını düzenliyor, yağların erimesini sağlıyor. Ayrıca ağrı kesici özeliği de bulunuyor' diye konuştu.
