Meşhur tezahürat nasıl doğmuştu?..
Kağıt oyunlarından 'pişti' Aziz Yıldırım'ın sevdiği tek oyun... Deplasmanlarda herkesin yatmaya çalıştığı saatlerde, Aziz Yıldırım, seçtiği 3 kişiyle günün ilk ışıklarına kadar bıkmadan pişti oynarken, yakınları bu anlarda adeta çocuklaştığını söylüyor. Savcılık sorgusunda bile söylediği, "Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe" tezahüratının hikâyesi ise hayli ilginç. Tarih 11 Mayıs 2005... F.Bahçe 1983'ten beri hasret kaldığı Türkiye Kupası'nı kazanabilmek için ezeli rakibi Galatasaray ile İstanbul Olimpiyat Stadı'nda karşı karşıya geliyor. Maçı Fenerbahçe 5-1 kaybediyor. Maç sırasında Fenerbahçe tribünlerinden ilk kez yükselen bir tezahürat Yıldırım'ı çok etkiliyor.
DİLİNDEN HİÇ DÜŞMEDİ
"Tribünlerde hep dillerde / Bu sevda bitmez gönüllerde / Darağacında olsak bile son sözümüz Fenerbahçe" tezahüratı, Yıldırım'ı o kadar etkiliyor ki Brezilyalı Roberto Carlos'un statta sözleşme imzaladığı gün taraftarlarla birlikte bu tezahüratı söylüyor. Tutuklanmadan önceki sorgusunda son olarak Mevlana'nın, "Hamdım, piştim, yandım" sözünü söyleyen Aziz Yıldırım, büyük düşünürün hayranı. Bu nedenle, Konya deplasmanları sırasında yaptığı uzun süreli Mevlana türbesi ziyaretleri bir gelenek haline gelmiş.
'Hocaya tabii ki müdahale ederim'
Yıldırım takımın teknik direktörlerine müdahale etmekle suçlandı sık sık. Bunu inkâr etmiyor: "Ben kulübün her şeyinden sorumluysam, başarıda da başarısızlıkta da müdahale ederim. Diyebilirsin, şu şu şundan faydalanabilirsin. Bazı şeylere müdahale edilebilir. Ben şimdi şunu oynat, şunu oynatma diyebilirim. Şimdi soyunma odasına iniyorum, 'Müdahale etti' diyorlar. Mesela idmana gitme amacımız, 'Sizinle birlikteyiz. Beraberiz, dikkat edin aman' anlamında. Milan'da Galliani'yi onların soyunma odasına ben götürdüm. Orada ayıp olmuyor, biz de oluyor. Bunları aşmak lazım, soyunma odasına girmekle hiçbir şey olmaz."
'Beni hiçe saydığı günler oldu ama şu an çok farklı'
Birlikte görev yaptığı eski yöneticilerden Şadan Kalkavan, Aziz Yıldırım'ın tüm yaşamını Fenerbahçe'ye adadığını ifade ederek, şunları söylüyor: "Tesis anlamında Fenerbahçe'ye kazandırdıkları tartışılmaz. Ama görev sürecinin büyük bölümünde, aynı başarıyı sportif alana yansıtamadı. Ayrıca Fenerbahçe gibi bir ailede bütünlük de sağlayamadı. Aziz Yıldırım'ın insan sevgisinden yoksun olduğunu söylemişimdir. Ancak şu an her şey çok farklı. Onun düştüğü duruma düşmanımın düşmesini istemem. Düşenin dostu olmaz derler ama ben bir Fenerbahçeli olarak, şu dönemde üzerime bir görev düşerse her zaman yapmaya razıyım. Aziz Yıldırım'ın yanlışları olmuştur ama bu iddialara inanmam zor. Kendisiyle görev de yaptım. En unutamadığım dönem, ben yöneticiyken fikir olarak ters düştüğümüz anlardaki tutumuydu. Beni hiçe sayan davranışları beni çok üzmüştü."
YARIN: 30 yıllık eşinden 5 milyon dolar tazminat ödeyerek boşandı... Babasının yarattığı büyük şok neydi? Askerlik davası...