Arap ülkelerinde "Noor" ismiyle yayınlanan "Gümüş" dizisinin başrol oyuncusu Kıvanç Tatlıtuğ'un fotoğrafları bazı kadınların cep telefonlarında veya bilgisayar ekranlarında duvar kağıdı olunca, erkekler bu duruma haliyle itiraz etmişti. Sarışın ve mavi gözlü erkek oyuncuyu kıskanan Arap erkekleri, Ezel'in yani Kenan İmirzalıoğlu'nun karizmasına ise dayanamadı. Birleşik Arap Emirlikleri'nde (BAE) ilk bölümünü yayınlandıktan sonra hit olan dizinin karakteri Ezel, Arap erkeğinin "maço" ve yeri geldiğinde gözyaşlarına boğulan "hassas ve duygusal" idolü haline geldi. Mart ayında dizinin oyuncuları Abu Dabi ve Dubai'ye çıkarma yapmış ve Araplar bu kez kendileri gibi "esmer tenli" olan Ezel'i bağrına basmıştı. Şimdi Abu Dabi'den gelen haberlere göre, dizinin televizyon kanalında yayınlandığı saatlerde yaşam duruyor, sokaklar boşalıyor.
KAFELERDE EZEL...
Ezel dahil yedi yeni Türk dizisini Abu Dabi'deki bir tv kanalına pazarlayan OSN Network şirketinin başkan yardımcısı Khulud Abu Humus, dizinin yarattığı etkiyi şöyle anlatıyor: "Abu Dabi'deki Al Qula kanalı her perşembe ilk sezonun iki bölümünü üst üste yayınladı. O kadar ilgi oluştu ki, ikinci sezonun otuz bölümü ramazan ayının ilk gününden itibaren yayınlanmaya başlayacak. Herkes hararetle bekliyor." Humus'tan öğrendiğimize göre, nasıl ki bizde kahvehaneler, kafeler, restoranlar maç yayını yapar; orada da dizi yayını yapılıyor. Ezel, Abu Dabi'de "turistik bölge" olarak bilinen alandaki kafe ve restoranlar için de bir ekmek kapısı. "Ezel yayını" yapan Crazy Horse kafe zincirlerinin halkasının işletmecisi Mahmud Karim, "Dizi özellikle erkek izleyiciyi topluyor. Dizi başladığı an herkesin yüzü sürekli açık tuttuğumuz televizyona çevriliyor. Dizinin yayın saati geldiğinde hemen o kanalı açıyoruz. 90 dakika boyunca çıt çıkmıyor. Herkes izlediği için, bizim için de yoğun bir zaman oluyor, para kazanıyoruz" diyor. Dizinin niye tuttuğuna gelirsek... Humus, Ezel'i Monte Kristo Kontu'na benzetiyormuş. Romanı okuyanlar, filmi izleyenler bilir; dürüst bir hayat süren Edmond Dantes, yani bizim Ezel'deki Ömer, evlenmek istediği Mercedes'i, bizim Eyşan'ı Fernand'a, yani bizim Cengiz'e kaptırır. Bununla da kalmaz ihanete uğrar.
DİZİDE HER ŞEY VAR
Ferdinand, en yakın arkadaşı Edmond'u hapse attırır. BAE'lilere göre, ünlü romanda olduğu gibi hırsızlık-hapis-aşk üçgeni ve estetik ameliyatlar konularında geçen Türk dizileri, Ortadoğu'da Mısır ve Suriye hâkimiyetindeki televizyon dünyasını ele geçirdi. Humus, artık Ortadoğu izleyicisin farklı arayışlar içinde ve alternatiflere açık olduğunu belirterek, Suriye ve Mısır'daki dizi yapımlarının ayaklanmalar nedeniyle duraksadığını ve endüstrilerin iş yapamaz hale geldiğini söylüyor. "Ezel'de cinayet, tutku, tarih, entrika, tartışma... Her şey var. Arap dünyasında son zamanlarda yaşanan karışık durumla çok benzeşiyor. Diğer yandan Türk dizilerinin kalitesi çok yüksek. Suriye ve Mısır dizilerinin rekabeti artırmak için kaliteyi 2-3 yıl içinde yükselteceğini tahmin ediyorum" diyerek Arap dünyasındaki siyasi çalkalanmanın etkilerini anlatıyor.
ARAPLAR GİBİ...
Batı medyası, doğunun Türk dizileriyle liberalleştiğini yazıp dururken, Arap kadın televizyon yapımı dağıtımcısı Khulud Abu Humus da bu yoruma katılıyor. "Ancak Ezel'in farkı Arap erkeklerine benzeyen esmer teni ve romantik karizmasında" diyor Humus ve ekliyor: "Suriye ve Körfez ülkeleri dizilerinde erkek karakter trajediye imza atar. Tüm dizi boyunca bir veya iki damla gözyaşı döker. Ama Ezel'in duygusal, hassas ve ağlamaktan çekinmeyen hali, sadece kadınları değil, erkekleri de çok etkiledi. Özellikle de genç nesil erkekleri."
SIRADA LATİN AMERİKA PAZARI VAR
Türk
dizilerini 2001'den bu yana Doğu Avrupa'dan Ortadoğu'ya pazarlayan Calinos Holding Yönetim Kurulu Başkanı Fırat Gülgen, "Bundan 5 yıl önce Edirne'den Kars'ı düşünüyorduk. Şimdi yeni pazarlara açılmaya çalışıyoruz. Vietnam, Malezya ve Latin Amerika'ya girmek üzereyiz. Türk dizilerini THY'nin uçtuğu bütün ülkelere satma imkanımız var'' dedi. Gülgen, "Çocuklar Duymasın'' formatını Ortadoğu ülkelerine uyarlayarak yeni bir diziye imza atacağını söyledi.
ŞULE GÜNER
