'DAHA HASSAS OLMALIYIZ'
Hülya Koçyiğit (Oyuncu) : Şiddetin öne çıktığınını, bu nedenle toplum bireylerinin ve ebev eynlerin tedirgin olduğunu görmekteyiz. Çok özür dileyerek şu ifadeyi kullanmak istiyorum: Büyük bir çelişki ve iki yüzlülük yaşıyoruz. Hem kızıyoruz hem de izliyoruz. Sevgili Nihat Hatipoğlu, çok güzel bir yorumda bulunmuş. Ama burada az önce dediğim gibi izleyici çelişki içinde ve maalesef seçim yapamıyor. Daha hassas davranmalıyız. Şu da bir gerçek ki o saatte daha eğitici bir yayın hazırlansa üç bölüm sonrasında kaldırılacak.
'Dramatik çerçeve önemlidir'
Haldun Dormen (Oyuncu): Ahlak kanunları çok geniş bir çervedir. Eğer bu tarz konular dramatik çerçevede işleniyorsa ve bu sahneler amacını aşmıyorsa bence sorun yaratmaz. Tabii ki yalnızca reyting kaygısı gözetmek doğru değil. O zaman işler çığırından çıkıyor. Anlatılmak istenen şey anlatılıyorsa bence sorun yok. Mesela Hamlet'te amca kardeşini öldürüyor. Fakat bu durum o kadar dramatik bir çerçevede işleniyor ki kimse bunu yargılamıyor.
'Bu dönemin artık sonuna geliyoruz'
Burak Özçivit (Oyuncu): Bu tür dizilerin bir dönem olduğunu düşünüyorum ve o dönemin sonunun geldiği bir noktadayız. Bundan sonraki dizilerde gerekli olmadığı sürece bu tarz sahnelerin inandırıcılığı olmayacaktır. Bu sahneler, toplulumuzda üstü kapanan ve aynı zamanda kanayan yara olan olayları yansıttıkları için ilgi çekiyor. Şu an herkes bu damarı kullanıyor. Fakat insanların başka yönlere kaymaya başladığını düşünüyorum.
'Fedakârlığı asıl aileler yapmalıdır'
Yeşim Salkım (Şarkıcı): Açıkcası ben aileleri suçluyorum. Anne ve babalar, çocuklarının neyi seyredip neyi seyretmeyeceğine karar vermeli. Bir çocugun saat 21.00'den sonra ayakta olması doğru değil. Anne babalar kendi rahatlıkları için çocuklarını yanlarına oturtup yetişkinlerin ekran başında olduğu saatlerde yayınlanan dizileri izletiyorlar. Nihat Bey'e katılyorum ancak asıl fedakârlığı anne-babalar yapmalı.
UZMAN GÖRÜŞÜ
'DEĞERLERİMİZ KURBAN EDİLMEMELİ'
Prof. Dr. Kemal Sayar (Psikiyatrist): Yetişkinler için ahlakın televizyonda gösterilen birkaç sahne ile bozulabileceğini düşünmüyorum ama çocuk ve ergenler ciddi risk altında. Çünkü kişilik gelişimi henüz tamamlanmamış olan ergenler aileden çok dış kaynaklara itibar ettikleri için dizi filmlerdeki rol modellerini ve davranış biçimlerini benimsiyorlar. Şiddetin çok fazla gösterilmesi bir süre sonra insanlarda duyarsızlaşmaya ve normal yaşamda bir enstrüman olarak daha sık kullanılmasına yol açıyor. İmkânım olsa çocuk ve gençlerin bu tip dizilerde zararlı olduğunu düşündüğüm sahneleri izlemelerine engel olurum. Reyting uğruna toplumsal değerler kurban edilmemeli.
Sokağın tepkisi: Tecavüz normal gibi gösteriliyor
Mevlüt Taş (38) - Esnaf: Dizilerde bu tarz konuların çok kullanılmasını olumlu bulmuyorum. Çocuklarımızı ve toplumu kötü yönde etkiliyorlar. Üzüm üzüme baka baka kararır. Diziler, olan ve olacak olayları gösterirler. Bu yüzden toplumu aydınlatmalılar. Tamamen değil ama ölçülü olarak engellenmeli bence.
Alparslan Çarkı (36) - Esnaf: Türk gençliği adına utanıyoruz. Kültürel yayınlar yapılmalı. Mesela eski Türk filmleri. Bence sektör bitmek üzere olduğunu için dizilerde bu konuları kullanıyorlar.
Nilgün Babaoğlu (41) - Estetisyen: Son dönemde bu dizilerin artmasında taklitçiliğin de etkisi var. O tuttu onu yapalım, bu tuttu bunu yapalım mantığı. Beni kaygılandıran tecavüzün normal algılanmaya başlamasıdır.
Şahika Çıngır (26) - Biyolog: Çarpık ilişkiler, tecavüzler normal şeyler değil. Ancak batılılaşmak adına normal olarak gösteriliyor.
Nurdeniz Erken - Sare Tanrıverdi / HABER MERKEZİ - MAGAZİN