Marmara Depremi'nde, Veli Göçer'in yaptığı sitenin yıkıntıları arasından 146 saat sonra çıkarılan "Mucize Çocuk İsmail" bu kez de insanlık enkazının altında kaldı. Marmara'yı sarsan 17 Ağustos 1999'daki depremin ardından Türk ve İsrail ekiplerinin bir mucizeye imza atarak kurtardıkları İsmail'in yorgun yüzünün fotoğrafı ertesi gün birçok gazetede yer aldı. "Mucize Çocuk İsmail" olarak anılmaya başlanan Çimen'in, depremin simgelerinden biri haline gelen fotoğrafı, o yıl içinde İreli Saat Şirketi tarafından "her saatin bedelinin yüzde 15'ini deprem mağdurlarına aktaracakları" vaadini anlatan ve bir dergiye verilen reklamda izinsiz olarak kullanıldı. Reklamı hastane yatağında gören Anne Şerife Çimen, firmayı arayarak, kullandıkları fotoğraf için ücret ödemelerini istedi. Ancak firma olumsuz yanıt verdi. Oğlu taburcu olduktan sonra memleketi Kahramanmaraş'a dönen Şerife Çimen, 2003'te avukatı Ahmet Kurnaz aracılığıyla Elbistan 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvurarak tazminat davası açtı. Mahkeme tarafından 8 Aralık 2003'te sonuçlandırılan davada, saat firmasının Çimen ailesine, yasal faizi hariç 5 bin lira tazminat ödemesine karar verildi.
EŞİ VE ÜÇ KIZI ÖLDÜ
İddiaya göre avukat parayı aldı ama aileyi çeşitli bahanelerle oyaladı. Geçen yıl bir arkadaşının telefonuyla davanın 7 yıl önce bittiğini ve paranın da o tarihte avukatı tarafından tahsil edildiği öğrenen Şerife Çimen'in açtığı dava üzerine avukat, Elbistan Ağır Ceza'da "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıl hapis ve 5 gün adli para cezasına çarptırıldı. Cezayı 3 ay 10 güne indiren mahkeme, hükmün geri bırakılmasına da karar verdi. Şerife Çimen, "Davayı para için değil, depremzedeler üzerinden para kazanılmasın diye açmıştım. Eşimin ve canımdan çok sevdiğim 3 kızımın cansız bedenlerini enkazdan çıkarıp yan yana toprağa verdim. Peki bu insanlık enkazının altından çıkanı ne yapacağız?" dedi. Avukat Ahmet Kurnaz ise "Şerife Çimen Elbistan'dan ayrıldı. Adresini bildirmediği için zamanında bulup ödeyemedim. Parayı 5 yıl sonra bir yakınına teslim ettim ama belge almadım. Vicdanen rahatım" sözleriyle kendini savundu.