HAYAT'IN YAŞADIĞI KADERDEN KURTULDUM
- Siz nerede okudunuz, neler yaptınız bugüne kadar?
- Kadıköy Ticaret Lisesi mezunuyum. Oyunculuğa çocuk tiyatrolarında alaylı olarak başladım. O sırada herkes Müjdat Gezen Sanat Merkezi'ni öneriyordu. Ben de bir yıl oradan tiyatro eğitimi aldım. Hiçbir zaman bitmeyecek bir açlıkla, oyunculukla ilgili her şeyi öğrenmek için kendi imkanlarımla çabaladım.
- Hayat Devam Ediyor dizisi için sizi nasıl buldular?
- Mahsun Bey'in çok güvendiği, yetenekli ve çalışkan bir ekibi var. Aylardır bu proje için gece gündüz çalışıyorlarmış. Gerçekten binlerce oyuncuyla görüşmüşler. Mahsun Bey çoğuyla bizzat görüşmüş. Sonradan öğrendiğim kadarıyla, ekibiyle birlikte yüzlerce audition CD'sini tek tek tarayıp incelerken beni gören Mahsun Bey, 'Bu kızı bulun,' demiş.
- Sizi buldular, ilk karşılaşmada neler yaşandı?
- Valla heyecandan ben pek bir şey konuşamadım. Mahsun Bey bana konuşmadan gülümseyerek, uzun uzun baktı şöyle. Ben sağıma soluma, masadaki diğer insanlara bakıp, ne olduğunu anlamaya çalışıyordum. Kimse uzun süre konuşmadı. Masadaki herkes Mahsun Bey'e bakıyordu. Hiçbir şey anlamamıştım. Sadece Mahsun Bey'in sanki ailemden biri hissi uyandıran sıcak bakışları ve aydınlık gülümsemesi bana güç veriyordu. Sonra hikayeyi anlattı, her anını yaşayarak, gözleri dolarak. Ben 'Hikayede acaba hangi rol için beni düşünüyorlar?' diye merak içindeydim. Hayat rolü için beni seçeceği aklıma bile gelmiyordu. İnanın kaderimin değişeceğini hiç düşünmemiştim! Hikayeyi bitirdikten sonra, gülümseyerek bana 'Sen Hayat'sın!' dediğini hatırlıyorum. Bayılacağımı sandım. Gözlerim doldu.
- Role uygun görüldünüz ve elinize senaryo geldi, neler düşündünüz okuyunca?
- O senaryo tabir yanlış olmazsa, benim için kutsal bir kitaptan farksızdı o an. Kaç kez 'Allah'ım sana şükürler olsun,' dediğimi hatırlamıyorum. Diyarbakır doğumlu, Doğulu bir ailenin kızı olduğum için görünürde işim kolaydı. Ama dediğim gibi iki yaşından beri İstanbul'da büyümüş, bu nedenle aksanı bile İstanbul aksanına dönüşmüş biri olarak, oldukça zorlanacağımı düşündüm. Okudukça, sanki kendi köklerime doğru bir yolculuğa çıktım. Bunca yıllık anneme, babama bile bakış açım güçlendi sanki. Her zaman var olduğunu bildiğim ve gurur duyduğum kökenimi gerçekten anlamaya, yeniden keşfetmeye başladım. Anadilimi bile annemle çalıştım, düşünün. Çünkü dizide, doğuda herhangi bir yere ait bir aksan kullanılmıyor. Mahsun Bey'in, dizi için özel olarak oluşturduğu bir dil konuşuluyor.
- O yolculukta neyi fark ettiniz?
- Ben, doğulu bir kız olarak İstanbul'da büyüdüğüm için hikayedeki Hayat ve onun gibilerin kaderinden belki korunmuş, kurtulmuştum! Bu nedenle gazetelerde, televizyonlarda sadece doğuda değil, ülkemizin her yerinde küçük yaşta evlendirilen kızların dramlarını gördüğümde kendimce şanslı olduğumu düşünüp seviniyor, onlar içinse çok üzülüyordum. Maalesef bizim her olayı ve durumu bir yerlere yaftalamak, mal etmek alışkanlığımız var. Oysa ben Hayat'ın dramının doğuda ya da batıda var olan bir durum olarak değil; genel bir yara olduğunu fark ettim.
- Sizinle birlikte en çok kim sevindi?
- Ailem. Çok sevindiler. Çünkü benim oyunculuk derdimin sancılarını en yakından onlar hissetti ve mücadeleme hep destek oldular. Bu projeye kabul edildim ama bana güvenen insanları da mahcup etmemek için elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum. Daha hiçbir şey bilmiyorum, kendime oyuncu bile demiyorum. Beş sene tiyatro geçmişi olan, inançlı bir oyuncu adayıyım. Öğrenmem gereken çok fazla şey var. Bunu Hayat Devam Ediyor'un setinde Fikret Kuşkan, Rana Cabbar, Eşref Kolçak, Menderes Samancılar, Rozet Hubeş, Arif Erkin, Suna Selen, Şenay Gürler gibi büyük oyuncuları izledikçe çok daha iyi anlıyorum. Ve onlarla aynı ortamı solumaktan bile inanılmaz şeyler öğrendiğimi düşünüyorum. Bana inanan, dün, bugün ve gelecekte emek veren hiç kimseyi asla mahcup etmek istemiyorum.
- Şan, şöhret, para sizi değiştirecek mi?
- Şan, şöhret, para sizi bulabilir ama bir süre sonra bunları hazmedemezseniz, sizi yalnızlaştırıp, mutsuzlaştırabilir. Bu mesleği hakkıyla kimseyi utandırmadan yapmak için çok dua ettim. Bu uğurda da çok mücadele verdim. Ben ileride bir aile kurmak istiyorum. 'Çok güzel bir ailem olsun,' diye dua ederim. Bu yüzden geçmişimde beni ve kuracağım aileyi utandıracak bir şey olsun istemiyorum. Yaptığım şeylerin arkasında dimdik ve gururla durabilmeliyim. Benim hiçbir zaman, 'Orada görüneyim, burada oynayayım,' gibi büyük hırslarım olmadı. 'Aaa kaşın ne güzel, kirpiklerin ne güzel, yüzün ne güzel,' gibi lafların benim için önemi olmadı. Benim için güzellik, sadece mesleğim için kullanabileceğim bir araç.
- Çekiniyor musunuz Mahsun Bey'den?
- Çekinmemi gerektirecek yapıda bir insan değil ki! İnanılmaz saygın biri. Mahsun Bey'le çalışmayı anlatamam; yaşamanız gerekir. Ben de oraya gelene kadar bilmiyordum. Ekrandan gördüğüm kadarıyla tanıyordum.