Firdevs Elitaş (49), obezitenin 14 yıl önce yaptığı 3. doğumun ardından başladığını ve o günden bu yana sürekli kilo aldığını söyledi. Eski sağlığına kavuşmak istediğini ifade eden Elitaş, yaşadıklarını şöyle anlattı:
''7 aydır uyku yüzü yüzü görmedim. Uyuyamıyorum, yatamıyorum. Evimin bir köşesinde koltuk üzerinde sabahlıyorum. Tüm geceyi koltukta geçiriyorum. 5 aydır yatağımda yatmadım. Hayatımı tek koltukta geçiriyorum. Kilodan dolayı sıkıntı yaşıyorum. Uykuya daldığım zaman sanki boğulacakmışım gibi oluyor. Bu kadar kilolu olmamdan dolayı çevremde çok alay eden oldu. Çocuklar bile, 'şişman kadına bak' diyorlar. Bu bana çok dokunuyor. Kilo almaya başlayınca eve kapandım, psikolojim bozuldu. Durum böyle olunca kilolarım daha da arttı.''
Elitaş, zayıflaması konusunda en büyük destekçisinin ailesi olduğunu belirterek, yaklaşık 10 gün önce tedavi sürecinin başladığını, bu süreci daha çok kilo verinceye kadar sürdürmek istediğini vurguladı.
Rahatsızlığının son 7-8 ayda arttığını ve tıp fakültesi hastanesinin obezite polikliniğinde tedavi görmeye karar verdiğini anlatan Elitaş, şunları dile getirdi:
''Tedavi sürecim başladı ve 1 haftalık sürede 7 kilo verdim. Bu kiloları vermek bile benim için çok iyi oldu. Nefes alışım değişti. Yavaş yavaş da olsa daha önce başaramadığım merdivenlerden inip çıkma işlemini yapmaya başladım. Kendi işlerimi tamamen halledebilecek duruma gelinceye kadar kilo vermek istiyorum.''
''Hastaneye yatırmayı uygun bulduk''
ÇOMÜ Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Anabilim Dalı'nda görevli asistan doktor Savaş Gür ise obezitenin toplumda çok sık görülür hale geldiğini ve adeta ''yüzyılın hastalığı'' olarak nitelendirildiğini söyledi. Gür, yaklaşık 1 ay önce kendilerine başvuran hastayı obezite polikliniğine kabul ettiklerini belirterek şunları kaydetti:
''Testlerde, hastalığın başka bir nedenle mi olduğunu tespit etmeye çalıştık. Hastamızın zaten bilinen ve kontrolsüz giden bir şeker hastalığı vardı. Bu da obezite için bir etkendi. Yapılan testlerde hastanın gerçekten ciddi bir tedaviye ihtiyacı olduğunu belirledik. O yüzden hastaneye yatırmayı uygun bulduk. Ayakta yürüyemeyecek düzeyde kilo fazlalığı var. Bacaklarda ciddi güçsüzlük, yorgunluk ve nefes darlığı bulunuyor. Hastamızın sadece 1 haftalık diyet tedavisinde 7 kilo verdiğini belirledik. Bu kilo vermeden dolayı bile hasta kendini iyi hissetmeye başladı. Nefes almaya, yürümeye, egzersiz yapmaya, merdiven bile inip çıkmaya başladı. Bu, doğru gittiğimizi söyledi bize. Hastamızı yeniden izleyip, değişik tedavi yöntemleri geliştirebileceğiz.''
İç Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Kubilay Ükinç de ileri kilolu bir hastaları bulunduğunu söyledi. Ükinç, şunları kaydetti:
''Kan şekeri değerleri bozuk, tıkayıcı uyku apnesi dediğimiz uykuda soluk alamayacak kadar komplikasyonları gelişmiş olan bir hastamız. 'Bir sebebi var mı?' diye araştırıyoruz. Var olan obezitenin herhangi bir komplikasyona yol açıp açmadığına bakıyoruz. 'Tedavisini nasıl sağlayabiliriz, nasıl eğitimini verebiliriz?' şeklinde planlarımız var. Yemesini düzenleyip, iyi bir diyet eğitimi verdik. Beslenmesinde bundan sonra ömür boyu devam edecek şekilde planlama yaptık. Yatarken hastalar kilo verirler. Çünkü uygun yemekleri yiyorlar. Ama esas olan obez hastaları dışarıda izleyebilmek. Çünkü bire bir kendisi iradesiyle baş başa kalacak. Hedefimiz, haftada 500 gram ile an fazla 2 kilogram verebilmesi. Bunun üzerinde olursa hasta ciddi komplikasyonlara maruz kalabilir.''
