Evsizler merkezinde oldukça sarsıcı anlar yaşadım ama doruk noktada etkilendiğim söz Adıyamanlı Abuzer Mir'den geldi. Dedi ki; "Savaş Bey. Herkes birbirine hayatını anlatıyor burada. Yani bir bakıma masal anlatıyor. Tabii ki herkesin bir hikâyesi, masalı var. Nedense kimse şiir gibi bir hatırasından bahsetmiyor." Bu sözler bir de şaşırtıyor ki beni. Özdemir Asaf'ın bir şiiri neredeyse aynı sözcüklerle dizelenir de ondan. Soruyorum:
Özdemir Asaf'ı tanır mısın?
Gözlerini çaresiz bakışlara bezeyip masumca o soruyor bu defa:
- Bilemedim Savaş Bey, o da mı evsiz, burada aramızda mı bilemedim.
Gülümseyerek konuyu değiştiriyorum: "Şiir gibi anı varsa anlat o zaman" diyorum.
- Tamam anlatırım. Tek ricam beni basmayacaksın gazeteye. Bak şurada ayakları kesik arkadaş var. O istiyordu, onun resmi çıksın, seninle yan yana durup çektirdiler onlar çıksın ben çıkmayayım.
FOTOĞRAF YOK, SÖZ...
Peki söz. Seni yazacağım ama fotoğrafın olmayacak.
- Bak dinle o zaman Savaş Bey. Ben Adıyaman'da bir ilk mektepte hademeydim. Sobayı yakmak, kömürlüğü boşaltıp, temiz tutmak, sınıfları düzenlemek daha bilirsin işte hademe ne yaparsa. Kendim okuyamamışım ya, orada ders gören çocukları kendi evladım gibi sevip, teşvik ederdim hep. Öğretmenlere de hürmetim sonsuzdu. Onlar da severdi beni. Lojmanlarında ya da evlerinde tesisat, boya, bahçe işlerine bile koşardım kuruş almadan. Bir genç öğretmen tayin oldu İzmir'den. Güzel, dürüst, hanım kızdı. Gönlüm ona düştü. İlk zaman o da gülerdi, konuşurdu benimle. Nasıl olduysa ben çok aşık olmuşum ona. Birgün okulun önüne bir araba geldi. Genç yakışıklı bir astsubay indi arabadan. Nişanlısıymış meğer. Öyle yakışıyorlardı birbirlerine. Gözlerinin içi gülüyordu ikisinin de. Ben utandım kendimden. Daha o günün gecesi kimseye bir şey demeden otobüse atladığım gibi Ankara'da aldım soluğu. Sonra İstanbul, yokluk, kimsesizlik ve 12 yıldır sokaklarda süren hayat. Ama hep şiirler dinler okurum da, o öğretmen hanımla nişanlısı delikanlı gelir aklıma. Şiir gibi hayat derim kendi hayatıma. Gerisi hikâye..
Başkan Topbaş duygulandı
Duyarlı yurttaşların yoğun ilgisi oldu bu yazı dizisine. Bana ya da gazetemize ulaşan pek çok okurumuz: "Bizim de bir katkımız olabilir mi?" diyerek paylaşmak istedi evsizlerin sıkıntılarını. Hizmetin baş mimarı Kadir Topbaş Başkan'a ilettim hayli etkilendi. Dedi ki; "Bu hassasiyet bizi çok mutlu edip duygulandırıyor. Hemşerilerimizin içi rahat olsun. Gerek anakent, gerekse ilçe belediyelerimiz her türlü maddi ve lojistik sorunu öz gücüyle çözebilecek kudrette. Ama hem butür misafirhaneleri hem de mesela Darülacezemizi ziyaret edip, sohbet, dertleşme etkinlikleri yaparlarsa mutlu eder, mutlu olurlar. Biliyorsunuz, gerek 112 Acil ihbar hattına yapılan bildirimler doğrultusunda zabıta ve polis ekipleri tarafından bulundukları yerlerden alınan evsiz vatandaşlar Sarıyer Metin Oktay Tesisleri'ne getiriliyor. Sağlık kontrolünden geçirildikten sonra banyo, elbise, yemek ihtiyaçları karşılanıyor. Buradaki yurttaşlar kendi istekleriyle barınma noktalarından ayrılabiliyor. Büyükşehir son 1.5 ay içinde bu türden 3 bin 500 kişiye ev sahipliği etti. Sevindik."
1.5 AYDA 3 BİN 500 KİŞİYE KUCAK AÇILDI
Savaş Ay'ın aktardığı öyküler üzerine pek çok kişi, "Biz de katkı sağlamak isteriz o insanlara" mesajını gönderdi. Belediye Başkanı Kadir Topbaş da 1.5 ayda 3 bin 500 kişiye kucak açıldığı bilgisini verdi.