OTürkiye'de ilk kez kadından kadına yapılan yüz naklinde donör (organı verici) olan Mo
ldovalı yabancı gelinimiz... 10 yıldır beraber olduğu adamla, Mehmet Salim Aygün'le fırtınalı bir aşk yaşayıp bir evlat sahibi de olmuş, geçtiğimiz ocakta evlenip 1 hafta önce de kendi eliyle bitirmiş genç yaşamını. Eşi beyin ölümü gerçekleştiği anda doktorlara bizzat başvurup, organ nakline izin verince böbreği, pek çok uzvu yanı sıra yüzünün büyük bölümü Kahramanmaraşlı genç kız Hatice Nergis'e nakledilmiş.
İNCİTİLEMEZ TUTKUMDU...
Bu tıp mucizesi gerçekleştikten hemen sonra hepimiz bu hikâyenin peşine düştük. Özellikle de öykünün 'kara kutusu' sayılacak eşinin peşine. "Bu Allah, ben ve doktorlar arasında kalacak. Konuşmayacağım" dedi. Başkaca gık demedi. Sonradan 'duyduğu lüzum' üzerine fikir değiştirip "SABAH'a anlattı. Saatlerce konuştuk ve sonunda O'nun hikâyesi çıktı ortaya. İçinde insana dair sayısız duyguyu, insanlık hallerini barındıran yaman bir hikâye çıktı. Dinlemek isterseniz buyurun:
Bazı geceler aşırı alkol alıp eşinize şiddet uyguladığınız doğru mu? Yaşamına kendi eliyle son verme sebebi budur belki diye düşünenler var.
Şu anda sizinle konuşmamın bir nedeni de bu. Bizim aile yapımızı bilen zaten bilir ve bu haberlere itibar etmez. Tanımayanlar zaten konumuz dışı. Ama iki çocuğumuz var. Bunlar ileride bir gün büyür ve geçmişe dönük araştırma yaparlar arşivlerde. Akılları karışır, gerçeği bilsinler isterim.
Doğrusu ne peki?
Doğrusu son 10 yılımızda esas olarak tarifi zor bir sevgi, saygı, anlayış hatta tutku. Her günümüz bahar, bahçe olamazdı elbette. Her ailede ne kadar tartışma, sıkıntı yaşanırsa bizim de o kadar. Bir gün tek fiskem dokunduysa herkesin vebali benim boynuma.
Çok düzgün ve akıcı bir konuşmanız var. Lakin darılmayın ama, tipiniz, vücut diliniz, ellerinizdeki yaralar hatta. Sanırım biraz özel bir yaşam tarzınız var. Sakin, mazbut insanlarınkine benzemeyen...
Savaş Abi diyeceğim mahzuru yoksa. Sizi yıllardır izleriz. Güvenimiz de vardır sağduyunuza. Her ortamı görmüş, bakınca anlayan insan sarrafı diye biliriz.
Estağfurullah.
Yani anladığınız gibi biraz sert, acılı bir hayatımız oldu. Ben uzun yıllar gayrı meşru içinde bulundum. En son tahsilât amaçlı gasp suçundan 18 sene ceza aldım. 6 yıl yatıp Rahşan affıyla çıktım.
Yani? Yani öfke, kavga, vurdu kırdı günleri bitti bizim için. Zaten çıkar çıkmaz Olga'yla tanıştım. Allah biliyor kullar da bilsin. O benim hem eşim hem yol arkadaşım hem çocuğumun anası hem de vazgeçilmez, incitilemez tutkumdu. Zaten onun yüzünün nakline sırf o nedenle izin verdim.
İNTİHARIN SIRRI GEÇMİŞTE Mİ?
Nasıl oldu birden bire intihar olayı?
Size olayı baştan anlatırsam belki çok değişik şeyler düşünürsünüz.
Nedir onlar?
Bakın. Eşimin ilk vakası değil bu. Kendisi daha 10 yaşlarında küçük bir çocukken babası kendini asmış gözlerinin önünde. Olga da 13-14 yaşındayken intihar etmiş (hapla) kurtulmuş. İstanbul'da benimle birlikteyken de yine sebepsiz yere aşırı doz uyku hapı aldı, midesini yıkatıp kurtardık. 3 sene önce doğum gününde gezmeğe gidecektik. Bana 'sen aşağı in, saçımı yapıp geliyorum' dedi. Ben indim. Kapıda bir arabaya dayanmış beklerken ardımda bomba patladı sanki. Aniden döndüm ki arabanın üzerinde kan revan yatıyor. 4'üncü kattan atmış kendini. Yine kırık çıkıkla atlatmıştı bunu. Bu defa da 'Dünya Kadınlar Günü bugün. Haydi seni gezdireyim' teklifime 'Sen çık gez. Ben çocuklarla oturucağım' yanıtı verdi. Sonra çocukların uyuduğu sırada bilgisayar kordonuyla kendini...