Yunanistan'ın Gümülcine şehrinde yaşayan ve Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi Bölümü'nden mezun olan Hüseyin Halil'in (24) hayatı, arabasıyla giderken şahit olduğu bir kaza sonucu tamamen değişti. Yardıma koşan Halil'e, başka bir otomobil çarptı. Halil artık ne yürüyebiliyor ne de konuşabiliyordu. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu'nun yardımlarıyla Türkiye'ye getirilen Halil'in tedavisine 9 aydır İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde devam ediliyor. Refiye-Ahmet Halil çifti, oğullarının birgün mutlaka yürüyeceğine inanıyor. Anne Refiye Halil, "Konuşmuyordu. Ama şimdi konuşmaya, bizi anlama başladı. Hastanedeki doktorlar, Hüseyin'i yürütmek için ellerinden geleni yapıyor. Hastanenin bir de seyyar kütüphane hizmeti var. Oğlum, oradan kitaplar alıp okuyor. Kitaplar, hastaları farklı dünyalara taşıyor" diyor. Hüseyin Halil, Uludağ Üniversitesi Çalışma Ekonomisi mezunu. Geçen yıl okulunu bitirdikten sonra memleketi Gümülcine'ye döndü. Babası Ahmet Halil, Batı Trakya Türkleri'ndendi. Çiftçilik yaparak, geçimlerini sağlıyorlardı. Halil, askere gitmeye hazırlanıyordu. Ailesi onun için kutlamalar yapıyordu. Bir gece Gümülcine'de arkadaşlarıyla buluşmak için arabasına bindi. Trafikte ilerlerken, bir kazaya şahit oldu. Hemen arabasını yolun kenarına çekti. Ve kaza yapan araca doğru koşmaya başladı. Tam da bu sırada, bir başka araba gelip Halil'e çarptı. O gece, Hüseyin Halil'in yürüyebildiği, koşabildiği son gece oldu. Hayat kurtarmaya çalışırken yaşamı durmuştu. 3 kez beyin ameliyatı geçirdi. Yunanistan'da 3 ay hastanede yattı.
DAVUTOĞLU'NDAN DESTEK
Babası Ahmet ve annesi Refiye Halil, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'ndan yardım isteyerek, Halil'in tedavisine Türkiye'de devam edilmesini istedi. Bakan Davutoğlu ve eşi Sare Davutoğlu, Halil ailesinden desteklerini esirgemedi. Hüseyin Halil, 9 ay önce İstanbul Fizik Tedavi Rehabilitasyon Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne getirildi. Hüseyin ile birlikte anne ve babası da hastaneye yerleşti. Tam 9 aydır çocuklarının yanından hiç ayrılmayan Halil çifti, "Hüseyinimiz iyileşsin de biz birşey istemeyiz" diyor. Anne Refiye Halil, "Hüseyin çok kötü durumdaydı. Buradaki tedavi çok başarılı gidiyor. Kazadan sonra dili tutulmuştu. Şimdi yavaş yavaş konuşabiliyor. Benim ona söylediklerimi anlayıp, yanıt veriyor. Fizik tedavi görüyor. Yakında yürümeye başlayacağını umut ediyorum. Beyninde gelişen nörolojik problemler yavaş yavaş azalmaya başladı" diye konuşuyor. Bu hastanede tedavi gören 257 kişinin çoğu Hüseyin Halil gibi aylardır yatan hastalar. Bu nedenle onların hayata tutunmalarını sağlamak için çeşitli hobiler geliştiriliyor. Sosyal hizmet uzmanı Cafer Çay, her gün saat 11.00'de tek tek hastaların odalarını seyyar kütüphane ile dolaşmaya başlıyor. Onlara kitaplar veriyor. Çay, hastanede en çok kitap okuyan hastaların başında Hüseyin Halil'in geldiğini söyleyerek, "Hüseyin tüm hastalarımıza örnek oluyor. Yatağında zar zor konuşmaya çalışırken bile kitaptan vazgeçmiyor" diyor.
