Besni ilçesine bağlı Üçgöz köyünde Zeynep-Ahmet Işık çiftinin ikinci çocukları Ayşe Işık, 1991 yılında 5 yaşındayken kollarını biçerdövere kaptırdı. Kazanın ardından hastanede yattığı sırada babasının kendisine getirdiği balonları tutamayınca kollarının olmadığını fark eden Işık, tedavisinin ardından ise ayaklarını kullanarak ihtiyaçlarını karşılamaya başladı.
18 yaşından itibaren ise sol ayak parmaklarını kullanarak tuttuğu fırça ve kalemle resim yapmaya başlayan Işık, bugüne kadar 350 resim yaptı.
Işık, resimlerini Ankara, İstanbul, Adıyaman ve Sivas'ın da arasında bulunduğu çeşitli illerde sergiledi, 24. sergisini ise Ankara'da açtı. İstanbul'daki bir çağrı merkezinde operatör olarak çalışan 26 yaşındaki Işık, 1991 yılında annesiyle Mersin'deki anneannesini ziyaret ettiklerini ve orada bir süre kaldıktan sonra Adıyaman'a döndüklerini söyledi. Adıyaman'a gelince kendisinin ısrarları üzerine babasını görmek için tarlaya gittiklerini dile getiren Işık, şöyle devam etti:
''Ben henüz beş yaşında olduğum için her şeyi oyun olarak görüyordum. Tarlada, babamın çalıştığı biçerdövere buğday atamaya çalıştığım esnada elimi kaptırdım daha sonrasında her iki kolumu yuttu. O anı tam olarak hatırlamıyorum fakat beni hastaneye götürenler benim şokta olduğumu söylediler. Yirmi gün hastanede yattıktan sonra babamın bana hediye olarak getirdiği balonları tutamadığımda kollarımın olmadığını hissettim.''
Yedi yaşında okula başladığını ve o dönem en çok yazı yazmakta zorluk çektiğini anlatan Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
''Okulumuz köyde olduğu için az sayıdaydık. Sınıfta tek engelli bendim. 'Neden tek ben böyleyim' diye bu duruma çok üzülüyordum. Annem bir gün köyde bir cenazeye gidince bütün gün evde aç kaldım. Annem akşam eve geldiğinde ise 'ben her zaman senin yanında olmayacağım' diyerek bana ayaklarımla ihtiyaçlarımı gidermemi öğretti. Böylece ayaklarımı annemin sayesinde kullanmayı öğrendim ve ihtiyaçlarımı kendim görmeye başladım.''
Resim yapmaya 18 yaşında başladı
18 yaşından itibaren ise resim yapmaya başladığını kaydeden Işık, renklere ve doğaya olan ilgisinin resim yapmasında etkili olduğunu söyledi. İlerde atölye açmak istediğini dile getiren Işık, ''En büyük hayalim Türkiye'nin her yerinde sergiler açıp, engellilerin sesi olmak'' dedi. Kendisini ''engelli'' ya da ''sakat'' olarak görmediğini ve özel hissettiğini belirten Ayşe Işık, şöyle konuştu:
''Eğitimimi lise 2'inci sınıfta bıraktım. Ancak, şu an açık öğretime devam ediyorum. Aynı zamanda İstanbul'daki bir çağrı merkezinde operatör olarak çalışıyorum. Bugüne kadar 350 resim yaptım ve 24 sergi açtım. AK Parti Genel Merkezi Özürlüler Koordinasyon Merkezi'nde 24. sergimi açtım. Serginin açılışını da Başbakanımız yaptı. Başbakanımıza ulaşmak benim için büyük mutluluk. Yanındayken çok heyecanlandım fakat anlatmak istediğim her şeyi anlattım. O da ilgiyle beni dinledi ve resim yaparken hayretle izledi. O an ki mutluluğu kelimelerle anlatmam mümkün değil.''
''Asla umut kaybedilmemeli''
İnsanların asla umutlarını kaybetmemeleri gerektiğini söyleyen Işık, hat yapmanın ve piyano çalmanın hayali olduğunu bunları da yapabileceğine inandığını söyledi.
Ayşe Işık, Guinness Rekorlar Kitabı'nda yer almak istediğini, ileride kendisine imkan tanınması halinde engellilerin sorunlarını dile getirmek amacıyla milletvekili bile olabileceğini söyledi.
Işık, bu hayalini, AK Parti Özürlüler Koordinasyon Merkezi'nde açtığı sergiyi ziyaret eden Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yanında bizzat dile getirdiğini belirtti.