Antalyalı endüstriyel tasarımcı Altu Kemal Kerpiçci, 7 yaşında geçirdiği bademcik ameliyatının ardından hızla kilo almaya başladı. 32 yaşına geldiğinde 132 kiloya ulaşan Kerpiçci, doktorların verdiği diyet programlarına rağmen zayıflayamadı.
Zayıflamak için internetten araştırma yapan Kerpiçci, Akdeniz Üniversitesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Güner Öğünç'e başvurdu. Prof. Dr. Güner Öğünç tarafından ''Tüp mide'' yöntemiyle ameliyat edilen ve midesinin yaklaşık yüzde 90'ı alınan Kerpiçci, 1.5 yılda 68 kilo zayıflayarak 139 kilodan 71 kiloya düştü. Kerpiççi, zayıfladıktan sonra yüksek şeker ve hipertansiyon gibi sağlık sorunlarından da kurtuldu.
OĞLUNDAKİ DEĞİŞİMİ GÖRDÜ, AMELİYATA KARAR VERDİ
Oğlu Kerpiçci'deki değişimi gören eczacı Tuba Kerpiçci de ameliyat olmaya karar verdi. Güner Öğünç tarafından 11 ay önce yine ''Tüp mide'' yöntemiyle ameliyat edilen anne Kerpiçci 41 kilo vererek 108 kilodan 67 kiloya düştü. Oğluyla zayıflamanın keyfini yaşadığını belirten anne Kerpiçci, gazetecilere yaptığı açıklamada, ameliyat olmadan önce evinin merdivenlerini bile güçlükle çıktığını söyledi.
Kilo verdikten sonra şeker hastalığından kurtulduğunu vurgulayan Kerpiççi, ''Eşimi şeker hastalığı nedeniyle kaybettim. Bu nedenle şeker hastalığı benim için büyük problemdi. Böyle ameliyatlardan her zaman korkardım. Ama oğlumdaki değişimi görünce ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyatın ardından yaşam kalitem düzeldi. Kendimi çok iyi hissediyorum'' dedi.
Anne Kerpiçci, zayıfladıktan sonra evdeki büyük yemek tencereleri kaldırdıklarını, artık küçük tencereler ile yemek yaptığını kaydetti.
''BABAANNEM BENİ TANIYAMADI''
Aşırı kiloluyken yaşadığı zorlukları anlatan Altu Kemal Kerpiçci ise o dönemlerde bedenine uygun elbise bulmakta güçlük çektiğini söyledi. Hayatındaki en güzel duygunun gömlek alırken ''Bu büyük geldi, bir beden küçüğü yok mu?'' cümlesini kurmak olduğunu dile getiren Kerpiçci, ''Önce kendime uygun elbise bulamıyordum, şimdi küçük beden elbiseler arıyorum. Eskiden masadan doymadan kalkıyordum, ne kadar yesem doyamıyordum. Şimdi ise çeyrek porsiyon yemekle doyuyorum'' diye konuştu.
Zayıfladıktan sonra bir akrabasının düğününe gittiğini anlatan Kerpiçci, ''İnsanlar beni tanıyamadı. Hatta babaannem bile tanımadı. 'Babaanne ben torunun Altu'yum' dediğimde, 'Yok, sen benim torunum değilsin' dedi. İnsanlar bendeki değişime güçlükle inandı'' dedi.
''MİDELERİ ÇAY BARDAĞI KADAR KÜÇÜLTÜLDÜ''
Ameliyatı gerçekleştiren Prof. Dr. Güner Ögünç de 1998 yılından bu yana 487 zayıflama ameliyatı yaptığını, bu ameliyatların yüzde 85'inde hastaların ideal kilolarına ulaştığını ve hala kilolarını koruduklarını anlattı.
Obezitenin önemli bir hastalık olduğunu vurgulayan Öğünç, laparoskopik (kapalı) yöntemle yapılan ameliyatla midenin yaklaşık yüzde 90'ının kesilerek vücuttan alındığını kaydetti. Yeni oluşturulan midenin yemek borusunun devamı, ince bir tüp şeklinde olduğu için ''tüp mide'' olarak isimlendirildiğini belirten Öğünç, şunları söyledi:
''Mideleri çay bardağı kadar küçültüldü. Yani yemek borusundan küçük hale getirildi. Bu yöntem ile ameliyat olan hastaların zayıflama oranı yüzde 100. Önemli olan kilo verdikten sonra verilen kiloları geri almamak. Zayıfladıktan sonra aşırı kilolar nedeniyle oluşan sağlık problemleri de düzeliyor. Tüp mide iştahı azaltıyor. Ayrıca mide kelepçesi ameliyatında olduğu gibi vücutta yabancı bir cisim bulunmuyor.''
Öğünç, tüp mide ameliyatının zayıflamak için en iyi yöntem olduğuna işaret ederek, bu yöntemle ameliyat edilen hastaların ayda ortalama 10 kilo verdiğini, ameliyattan 2 gün sonra taburcu edildiklerini dile getirdi.
