Aylardır heyecanla beklenen ve dünyanın konuştuğu 21 Aralık, 'olaysız' atlatıldı. Kıyametin uğramayacağına inanılan İzmir-Şirince'de ise şenliğe dönüşen kıyamet bekleyişi 20 Aralık gecesi başladı. Az sayıdaki turist, yerli ve yabancı gazeteciler, belediye çalışanları, jandarma ve sağlık çalışanları bir araya gelip adeta kıyamet nöbeti tuttu. Bazı gençler ise 21 Aralık'a sayılı saatler kala dilek balonları uçurdu. Saatler tam 12'yi gösterip 21 Aralık'a girildiği sırada ise Şirince'de iki farklı görüntü vardı.
AŞKINI İLAN EDEN DE VARDI
Köyün içinde, eski Rum evlerinin arasında Kişisel değişim ve Dönüşüm Uzmanı Pervin Cülcüloğlu mumlarını yakıp yeni bir bilince geçiş için meditasyon yaptı. Köyün çarşısında bir mekanda ise davullu zurnalı "Arınış" partisi düzenlenirken meydanda variller içinde yanan ateşin çevresine toplanan gençler "Çekirge" türküsünde göbek atıp halay çektiler. İlkokulun bahçesine kurulan, içinde şok cihazından yeni doğan küvezine kadar techizatla donatılan ve 30 kişinin görev yaptığı sahra çadırına gelen 4 vakanın kahramanlarının kimlikleri ise 21 Aralık'taki Şirince profilini gözler önüne seriyordu. Çünkü migren ağrısı tutan, spot ışığı düştüğü için başını yaralayan, bir diğeri ise ayak bileğini burkan hastaların hepsi gazeteciydi. Sabah saatlerinde ise Şirince sokakları kıyamet tantanası için gelen meraklı ziyaretçilerini ağırlamaya başladı. Köydeki gazeteci kalabalığını duyan ve sesini duyurmak isteyen herkes meydandaydı. "Asıl kıyamet doğayı korumazsak kopacak" diyen En kulüp Gönüllü Çevre Derneği cepli kefenlerle gösteri yaptı. Kuşadası'ndan gelen 19 yaşındaki Mehmet Mustafa Kaya ise "Kıyamete kadar seni seveceğim" yazılı pankartıyla ilan-ı aşk etti. Kıyametin gerçekleştirileceğine inanılan saat 13.11'de ise geri sayım yapıldı ve kıyametin gerçekleşmemesi alkışlarla kutlanıldı.
ESNAF: SİFTAH YAPMADIK
Tüm bu tantana sürerken Şirince esnafının yüzü gülmüyordu. "Daha siftah yapmadık. Bayramda bile bundan daha kalabalık olurdu. Gezenler sadece gazeteci" diyen Ayşe Yaman, "Kimsenin bir şey aldığı yok, sanki satış yapıyormuşuz gibi de maliye her gün başımızda, kopsun şu kıyamette kurtulsak" diye dert yanıyordu. Şirince'de lokanta ve pansiyon işleten Mahir Yıldırdı ise "Pansiyondan bugün biraz para kazandık ama lokanta boş. Belki akşama doğru yemek yemek akıllara gelirse iş yaparız" diyordu.
