Onlar birer prenses... Ama onları özel kılan asıl özellikleri, "gönüllü birer kanser savaşçısı" olmaları... Ürdün Kralı Abdullah'ın amcası, prenses Ghida Talal'in 9 yıllık kocası, Talal bin Muhammed, düğünden 6 ay sonra lenfoma (lenf kanseri) olmuş. Prenses Dina Mired'in oğlu da iki yaşındayken lösemiyle tanışmış. Her iki prenses de zaferle sonuçlanan mücadele boyunca, sevdiklerinin yanı başında olmuş hep... Sonra da bu mücadeleyi ülke çapına yaymışlar. "Farkındalık projesi" başlatıp insanları erken teşhis için düzenli kontrol yaptırmaya yönlendirerek, ülkede ileri derecede kanser vakalarını yarı yarıya azaltmışlar. Prensesler, Sağlık Bakanlığı Kanserle Savaş Dairesi'nin özel davetlisi olarak İstanbul'a geldi. SABAH aracılığıyla da kanserle savaş konusunda önemli mesajlar verdi.
KANSER ÖLÜM DEĞİLDİR
Sizler kanserli hasta yakını olduğunuzda neler hissettiniz, bu durumdaki insanlara mesajınız var mı?
Ghida: Eşim kanser olunca gece gündüz kanserle birlikte yaşadık. Kansere karşı başarılı olduk, tedavinin ardından bu durumdaki insanların yanında olmak istedik. Kral Hüseyin'i kanserden kaybetmemiz de savaşı perçinledi.
Dina: Benim de çocuğum lösemiye karşı savaşı kazandıktan sonra kanserin ölüm olmadığını öğrendik. İnsanların kanseri duyduklarında bunu ölümle birlikte düşünmemesi gerekli... Bu tabunun yıkılması gerekiyor artık.
Sizce kanser tedavisi için en iyi merkezler dünyanın neresinde?
Ghida: Sekiz yıl önce bu soruyu sorsaydınız, hiç düşünmeden Amerika yanıtını verirdim. Ama artık insanların kanser tedavisi için kendi ülkelerini tercih etmeleri gerektiğini düşünüyorum. Yabancı bir ülkede bu konuda hastalar da hasta yakınları da zorlanıyor. Kesinlikle ailenizin olduğu yerde tedavi olun.
Kanserden nasıl korunuyorsunuz?
Ghida: Tüm insanlara önerdiğimizi kendimiz de uyguluyoruz. Mamografi ve PAP simir konusunda gerekli testleri yaptırıyoruz. Cilt muayenesine dikkat ediyoruz. Vücudumuzda her hangi bir değişim olduğunda, hemen muayene oluyoruz. Haftada 4-5 gün düzenli egzersiz yapıyorum, ayak üstü beslenmeyi, abur cuburu azalttık ve de Akdeniz diyeti uyguluyoruz.
Dina: Düzenli egzersizin önemine inanıyorum. Düzenli olarak da basketbol oynuyorum.
DOKTOR TABULARI YIKILMALI
- Bazı Müslüman kadınlar meme ve jinekolojik muaynede zorlanıyor, bu konuda ne dersiniz?
Ghida: Bu tabuların kırılması gerekli. Erkekler de kardeşleri, eşleri ve annelerini desteklemeliler. Çünkü kanser, bir kişinin değil tüm ailenin sorunu oluyor. Erkek doktorların tedavide yer alması, İslam'a aykırı değil ki... Bunu öne sürenler, cahillikten bu bahaneye sığınıyor.
- Doğu toplumunda erkekler kanser olan eşlerine yeterince destek olabiliyorlar mı?
Dina: Bir insanı seviyorsanız onun sağlığına da aynı değeri vermelisiniz. Kızlarınıza ileride nasıl davranılmasını istiyorsanız, siz de eşlerinize o şekilde davranmalısınız.