Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Şirket manzaraları: 'Oyum Evet' demeye çekiniyor musunuz? Yalan söyleyin!

Geçen gün bir kısım Hayırcının ahlak zaafına değinmiştik: Ekranlarda, üstelik de Evet yanlısı kanallarda, bağıra çağıra Hayır propagandası yapıyor...
Sonra da hiç utanmadan, "Özgür değiliz. Üstümüzde baskı var, Hayır demeye korkuyoruz" diyorlar!
Aslında gündelik hayatta, örneğin arkadaşlık ilişkilerinde mekanizma tam tersi biçimde işliyor:
Kemalistler, Evetçi avına çıkmış durumda.
Çevrelerindeki Evetçi hainleri saptayıp yoğun bir suçlama bombardımanıyla Hayıra döndürmeye çalışıyor... Başaramazlarsa işi Evetçiyi gruptan dışlamaya kadar vardırıyorlar.

***

Aşağıda, biri kadın, diğeri erkek, iki okurumuzdan gelen mesajlar var. Bakın neler yaşıyorlar:
Ben 34 yaşında, 'Beyaz Türk' tabir edilen kesimden, din ile bağları gevşek, Bilkent mezunu, içki içen, eteğimin boyuna karışılmasını tabii ki istemeyen bir yönetici kadınım.
Siyasetle pek ilgili olmamakla birlikte Anayasa paketini inceledim. Yetmez ama Evet, diye düşünüyorum.
Fakat bunu eşim ve birkaç yakın dostum dışında kimseye belli etmemeye çalışıyorum. Ucunda aforoz edilmek var çünkü!
Benim çevremde göğsünüzü gere gere Hayır demeli, bayram tatilinizi erken keserek gelip mutlaka Hayırı basmalı, Tayyip'e haddini bildirmelisiniz.
Bir de şöyle bir şey söyleniyor: 'Hayır' diyecekler üzerinde büyük baskı yaratılıyormuş! Açık açık 'Hayır' demekten korkuyorlarmış. Tamamen yalan.
Tam tersine, alkışlanan, itibar gören onlar, dışlanansa biz Evetçiler. Asıl baskı kesinlikle 'Evet' diyecekler üzerinde yaratılıyor.
Bu sahtekârlığı lütfen yazın. Gerçeği böyle tepetaklak etmeyi nasıl beceriyorlar?

***

Gördüğünüz gibi adeta 2007'ye dönmüş durumdayız.
O dönemde Kemalistler arasında "cumhuriyet mitinglerine katılmamak", "367 kararını hukuk dışı bulmak", "27 Nisan muhtırasını eleştirmek" tabuydu.
"AKP'ye laf ediyoruz ama ekonomi gayet iyi durumda" filan diyenlerle selamı sabahı anında kesiyorlardı.
Şimdi benzeri bir baskıyı Evetçilere uyguluyorlar.
İşte bir örnek daha:

***

Özel bir şirkette çalışıyorum. Yüksek lisans yaptım. Siyaset bilimine ve sosyolojiye meraklıyım. Kendimi sol görüşlü biri olarak kabul ederim.
Amirlerimin de olduğu bir ortamda, "Referandumda evet vereceğim" deme hatasını işledim.
Çevremdekiler, "Sen de mi Brütüs? Sen de mi gericisin" gibi sözler etmeye başladılar gözümün içine baka baka...
"Hani sol görüşlüydün" ve (beni en çok yaralayan) "Hani Atatürkçüydün" serzenişleri de cabası...
Bir haftadır resmen bir psikolojik savaş yaşıyorum. Açıklamaya çalıştığımda, "Seni de kandırmışlar, vatan elden gidiyor" gibi içi boş karşılıklar sonrasında akıl sağlığımı koruma noktasına geldim.
Hani bakıyorum da, hepimiz orta sınıfa mensubuz, kapitalizmin sıkıntılarını da, nimetlerini de paylaşıyoruz ama bu "Vatan elden gidiyor, diktatör olacak" gibi söylemleri cidden anlamıyorum.
Değişiklik taslağını 10-15 kez okudum, fitne-fesat aradım ama bulamadım.
Ah, ah! Bir de "Hayır diyenlere baskı var" demezler mi? İnanın, herhangi bir imza için amirlerimden onay istediğimde bile bir öteleme hissettiriliyor bana.

***

Not 1: İki okurumuz da isimlerinin vermek istememiş. Oradan anlayın hallerini.
Not 2: Bu durumdakilere tavsiyem basit... Madem baskı uyguluyorlar, siz de yalan söyleyin. Kendinizi hayırcı gibi gösterin, 12 Eylül'de evet atın. Böyle yaptığınız için vicdan azabı da çekmeyin, çünkü o Kemalist arkadaşlarınıza asla laf anlatamazsınız. Asla!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA