Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Hatırlar mısınız? Eskiden faiz haramdı

İslam'a Göre Cinsel Hayat başlıklı kitabıyla, bir zamanlar hem muhafazakâr, hem de laikçi çevrelerde fırtınalar estiren Ali Rıza Demircan... "Faizli kredi kullanmak kesinlikle haramdır. Ama hayati bir ihtiyaç olmadıkça faizsiz borçlanmak da yasaktır. Borç insanları dindarlıktan uzaklaştırır, yalana sevk eder" demiş.
Demircan Hocanın bu sözleri bana tatlı bir nostalji gibi geldi. Ne günlerdi onlar! 1980 darbesi siyaseti cendereye sokunca, değişik fikirler tomurcuklanmıştı: Feminizm, çevrecilik (Yeşiller), dil ve kültür analizleri (Yapısalcılık, vb.) gibi...
En çok öne çıkansa İslami kesimin söylemiydi. Mesela sol kesimden gençler, özellikle faiz üzerinden kapitalizme karşı ciddi eleştiriler getiren ve dayanışmayı öneren İslamcılara ilgi gösteriyordu.

Kapitalizmin dindar dostları

Sonra ne mi oldu? İslamcı söylemlerle belediye seçimlerini kazananlar, birçok hizmeti outsource ettiler, yani dış kaynağı devreye soktular, duruma göre fasona yöneldiler, işi taşerona verdiler. İyi de yaptılar!
Geçen yıl askerin şimşeklerini üzerine çekerek hapse düşmüş muhafazakâr siyasetçilerden, Kayseri'nin eski Belediye Başkanı Şükrü Karatepe ile sohbet ederken, ekmek işini nasıl fırınlara verdiğini anlatmıştı.
"Ekmeği belediye bünyesinde yaptırsaydım, fırıncılar bana düşman kesilirdi. Halbuki işi bütün fırınlara yaydım. Denetlemekle yetindim. Böylece herkes kazandı" demişti.
İslamcıların yaptığı, aslında belediyeleri kapitalist sisteme adapte etmekti. Halka hizmeti serbest piyasaya uygun hale getirdiler. Yoksullara hizmet götürerek de ezilenlerin gazını aldılar.

Kredi almadan gökdelen dikmek?
Kasım 2002
seçimlerinden AK Parti zaferle çıkınca misyon daha da büyüdü: Bu kez beldenin değil ülkenin serbest piyasaya ve küreselleşmeye uyumu söz konusu oldu.
Bir zamanların keskin İslamcıları önce belediyelerde, sonra bakanlıklarda görev aldılar. Sakalları kestiler, kravat taktılar, pahalı arabalara biner oldular.
Bütün bu olaylar, "Faiz haramdır" söyleminin bir yana bırakılmasına yol açtı. Son on yıldır bu lafı duyan var mı? Sağda solda birileri mırın kırın etse de, kimse, özellikle de sermayeyi büyüten muhafazakâr işadamları bu tür lafları duymak istemiyor.

Sermaye İslamcılığı yedi bitirdi İşin
sırrı burada:
Sermayeyi büyütmek... Piyasa genişlediğinde girişimler de büyüyor... Gökdelenler inşa etmek, devasa fabrikalar, limanlar, köprüler, barajlar yapmak kolay mı?
İşin hacmi öylesine büyüyor ki öz kaynaklar ya da arkadaşlardan alınan borç filan yetmiyor... Mecburen bankalardan uygun şartlarda kredi (faizle para) almak gerekiyor. Babadan kalma tarlayı satıp dört katlı bir apartmana başlarsın ama aynı sermaye, site yapmaya yetmez.
Bu açıdan bakıldığında... Demircan Hocanın faiz yorumuyla birlikte... 2012'de ortaya atılmış "İslamcılık bitti mi" sorusunun da çağın gerisinde kaldığı rahatça görülüyor.
Not: "Biz faizin haram olduğunu söylerken, piyasa şartlarına uygun banka faizini değil, fahiş tefeci faizini kastetmiştik" diye mesaj göndererek, ne kendinizi kandırın, ne de beni...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA