Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Ulu Önder Atatürk gitti Gazi Mustafa Kemal geldi

Kongreyi siyasi ideolojiler bağlamında değerlendirmeye devam edelim. Bazı okurlarımız dünkü yazımdaki şu cümleyi açmamı istiyor:
"Peki, Erdoğan'ın Türk-İslam ideolojisine dayanması şart mı? Evet, çünkü bölgesel liderliğe çıkarken, istese de üstünde Kemalizm forması olamaz."
Önce şunu belirteyim: "Erdoğan iyi yapıyor ya da kötü yapıyor..." demiyorum ben. Dediğim şu: "Eğer bölge lideri olmak istiyorsa, bu tip bir söylem geliştirmek zorunda." Çünkü...
Bir ulus-devlet ideolojisi olan Kemalizm, Türkiye'yi, Batı âleminin benzeri çokça bulunan bir üyesi haline getirdi.
Bilhassa Avrupa Birliği'nin kurulmasından sonra o coğrafyada liderlik imkânı kalmadı. Türkiye kime liderlik yapacak? Yunanistan? Bulgaristan? Romanya? Bu tip ülkelerin tamamı Almanya'nın veya Fransa'nın arka bahçesi haline geldi.

Ortak dil hangisi?
O halde siyasi etkiyi genişletme ihtimali sadece Ortadoğu'da var. Peki, Erdoğan, mesela Kongre'ye de gelen Hamas lideri Halit Meşal karşısına Kemalist bir kimlikle çıkabilir mi? "Merhaba Ortadoğulu, biz laikiz ya sen?" Adamı sopayla kovalarlar!
Ya liberal ideoloji? Bırakın Ortadoğu'yu... Türkiye gibi kapitalizmin ciddi biçimde serpildiği bir ülkede dahi, liberalliği ahlaksızlık sanan tonla budala var.
O halde, ne söyleyecekse, Erdoğan'ın İslami bir terminolojiyle söylemesi gerekiyor. Tabii Türk'ten vazgeçmeden... Mesela Barzani'yle, Müslüman kardeşliği değil, Türk-Kürt kardeşliği bazında bir diyalog geliştiriyor.
Okurumuz Can Tekin'in sorusuna gelirsek: Erdoğan'ın yaklaşımını, Kenan Evren Cuntası döneminde yükselen, Aydınlar Ocağı çıkışlı Türk-İslam Sentezi ile karıştırmamak gerekir.
İçe dönük bir ideolojiydi o... Esas hedef solu bertaraf ederek toplumu denetim altına almaktı. Mesela Nur hareketinin ünlü kanaat önderlerinden Erzurumlu Kırkıncı Hoca'nın, Kenan Evren'e mektup yazarak tavsiye ettiği zorunlu din dersi Anayasa'ya girmişti.
Başbakan Erdoğan'ın yaptığı ise zaten iktidara gelmiş muhafazakâr ideolojiden hareketle bölgesel liderliğe oynamak.

Kemalizm'e veda
Kongre konuşmasındaki bir başka ilginç nokta Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün durumuydu.
Erdoğan "Atatürk" kelimesini kullanmadı. "Gazi Mustafa Kemal"i tercih etti ve hatta onu Menderes ve Özal ile birlikte saydı...
Çünkü Sarı Paşa ancak bu şekilde Erdoğan'ın kurduğu tarihsel hikâyede yer alabiliyor:
Anadolu'yu Türklere açan Alparslan... İstanbul'u alan Fatih Sultan Mehmet... Kurtuluş Savaşını kazandığı için Meclis'in İslami bir paye olan "Gazi" unvanını verdiği Mustafa Kemal...
Öte yandan Mustafa Kemal, ancak Kemalizm ideolojisi ve tek parti rejimi bağlamında "Atatürk" oluyor ve "Ulu Önder" sıfatıyla anılıyor.
Velhasıl, Erdoğan'ın anlattığı tarihsel hikâyede, Gazi Mustafa Kemal, Türk-İslam tarihinin kahramanlarından "biri" olarak yerini alırken... Atatürk ve onunla birlikte Kemalizm dışta bırakılıyor.
Devrim hayali kuran kimi solcular, simge olarak Kalpaklı Mustafa Kemal'i kullanır... Zıt bir inançtan gelen Erdoğan'ın da Şapkalı Atatürk'ü görmezden gelip, Kalpaklı Mustafa Kemal'i yüceltmesi ne kadar ilginç değil mi?
Siyasi söylemi, simgeleri art arda dizme sanatı olarak da görebiliriz.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA