Türkiye'nin en iyi haber sitesi
EMRE AKÖZ

Adabımuaşeret

Dün,"Minibüs ve taksi şoförleri zaten gereksiz yere korna çalıp duruyor... Şimdi onlara sabırsız şirket çalışanları da katıldı" demiştim.
Okurumuz Salih Yücel... Bir keresinde Ankara Keçiören'den minibüse binip saymış: "Ulus'a kadar şoför tam 56 kere gereksiz korna çaldı" diyor.
Talha Demirbaş ise Batı ülkeleriyle karşılaştırma yapmış: "Dijital teknoloji sadece Türkiye'deki sürücüleri mi sabırsız yapıyor? Batı cenahı ülkelerinin hangisinde, bırakın bu kadar yoğununu, tek tük bile gereksiz yere korna kullanımı görülüyor?"

Desibeli düşürülebilir
Haklı. Mesela İtalya eskiden klakson ormanı gibiydi. Bu durum filmlere de konu olmuştu. Son gittiğimde fevkalade azalmıştı. Kuralları uygularsan oluyor.
Hatırlarım: Bizde de trafik ışıklarını yaygınlaştırdıklarında kimse takmamıştı. Her ışığa bir trafikçi koyup ceza yağdırdılar. Sorun halloldu.
Hindistan'da herkes durmadan kornaya basıyor. Ancak bizimkinden bir farkı var: Kornaların ses seviyesi daha düşük, "bipbip" ediyorlar.
Kıssadan hisse: Devlet kornalardaki desibel standardını düşürebilir... Daha da iyisi: Aynı desibelde ama melodik; kulak tırmalamayan, sinirleri hoplatmayan sesleri zorunlu hale getirebilir.

Mesele eğitim değil
Ceptelle konuşma adabından da söz edelim mi? Geçen gün Kabataş-Kadıköy motorundayım. Bilen bilir; üst açıktaki sıralar birbirine biraz yakındır.
Karşımdaki kadın Kızkulesi civarında açtı telefonu, inene kadar bağıra çağıra konuştu. Burnunun dibindeyim: Söylediği her şey benim kulaklarımda! (Akşama kıymalı patates pişirecekmiş.)
Tramvay ve otobüste de yapıyorlar. Avukatın müvekkili, müteahhidin müşterisi, Mukadder Hanımın oğlu oluveriyoruz: Kardeşim niye bana doğru bağırıyorsun?
Bazı okurlarımız "eğitimsiz kitleler" diyecektir. Keşke ondan ibaret olsa... Aya İrini'de konserdeyiz... Ara oldu. Önümüzdeki adam ayağa kalktı, yüzünü bize döndü ve bağıra bağıra konuşmaya başladı... İki dakika sonra müdahale ettim: "Aa, pardon, görmedim" demez mi? Çakacaksın, görecek!

Carcarı kesen cihaz

Bu konuda geçenlerde okuduğum bir haber içimi ferahlatmıştı: Carcarcıların çanına ot tıkamak mümkün olacakmış. Nasıl mı?
Hani dinlenmeyi engelleyen 'jammer'lar var ya... Onun bir benzerini konuşma için yapmışlar. Bir nevi 'laklak-jammer'ı...
Cihazı konuşana doğru tutuyorsunuz. Söylediklerini kayda alıp, saniyenin binde biri gecikmeyle karşı tarafa yönlendiriyor. Meğer böyle bir tekrar, beynin konuşma sistemini allak bullak edip, kişiyi susturmuş.
Not: Kent adabının özünde, herhalde başkalarını fark etmek ve onu eşitimiz olarak görmek var. Ama Türkiye'de bu temel ilkeyi en başta eğitimliler reddediyor.
İşte, "Türk ulusuyla, Kürt milliyeti eşit olamaz" diyen CHP İzmir Milletvekili Birgül Ayman Güler...
Diğerleriyle eşit olmayı, denk ilişkiler sürdürmeyi daha baştan reddeden bir zihniyete karşı ne yapılabilir? Acaba en iyisi carcar-önleyicinin piyasaya çıkmasını mı beklemek?



Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA