Peşin peşin söylemeliyim; zor işmiş bu iş... Git, çarşı pazarda ahalinin arasına dal. Teybi elalemin buruna tut. 'Konuş!' de, 'anlat!' de, 'pahalı mı alıyon, ucuz mu buluyon, malı nerden getiriyon, üstüne ne kar koyuyon, kaç parayla eve dönüyon?' filan türünden light ahiret soruları sor ve ille ki cevap biriktir kayıt cihazında. .
TAMAM MI?
Sırf o mu?.. İşin bir de, zar zor fotoğraflama yönü var. 'Kaç- Göç'e meraklı hatun milleti, üfürükten nem kapan esnaf taifesi, casus keşfetmiş triplerine takılan iş adamı, orta boy tüccar ve çarşıda turlayan vatandaş makulesi "foto moto istemiyor tamam mı!.." Ali -Veli külahlarını değiş tokuş ettirip, ağızdan girip burundan çıkma hamleleri edip, konuşmaları da gerçekleştirdim, bol miktar suret almayı da. O zaman hadi başlayalım, piyasanın nabzını kendi tarz-ı tavır marifetiyle tutalım. İşte otuz iki kısım tekmili birden Eminönü Meydanı, Çarşı Kapı ve Mısır Çarşısı ekonomi manzaraları.....
KASETİM ÇIKTI
Cumartesi saat üçü beş geçiyor. Kış bitimi yeni yeni tanıştığımız güneş baba bir ısıtıp hoşlaştırıyor ki sormayın. Ama söz verdik madem, 'hava'ya girmek yok, iş kovalamak var. İşte Mısır Çarşısı'nın giriş kapısına "tümör" gibi yapışmış tahta tezgah seyyarları. Atlet beş lira don beş lira devri çoktan geçmiş. Göz ucuyla etiket tarassutu yapıyor, kendim 'kaset dolduruyorum'. Repertuvarımda neler mi var? Dinleyin:..
TIRSIK HIDIR
Dar alın yakın kaş, yanim kriminal vaka örneğine uygun yüzlü bir kardeş. İç dikişleri beyaz beyaz sırıtan, kopya kağıdı inceliğinde pantol satıyor. Karslıymış. Hıdır'mış adı. Soruyorum, söylüyor hafiften tırsarak:
* Nereden geliyor bu pantolonlar Hıdır? Müstamel mi, yepis yeni mi? Kaçtan veriyorsun bakayım?
-Abi gidip fenalık yazmazsın di mi? Papaz etme bizi zabıtayla kurban olayım.
* Yok be oğlum piyasa araştırması yapıyorum ben - !?!!..
* Yani ne kaç para araştırıyorum.
-5 milyona veriyorum abi. Bana 6'dan geldi bu mal. Ama dedim ya zabıta bırakmıyor. Ben de ucuz verip birazını kurtarayım paranın diyorum. Mercan'ın malı bunlar...
MISIR PATLATMA
Sonra 5-10 milyon arası satılan malları bulup notunu alıyorum. Onlar da şunlar oluyor : İç fanila, uzun don, üstü jan jan yazılı tişört, kısa kollu gömlek, az giyilip tamir görmüş pabuç çiftleri, japone kollu buluz, bebe yaka çocuk elbisesi, dandik vatkalı eprik ceket, 2 düzine 'laylon'çorap, renkli plastik çamaşır leğen takımı, yaprak dolması sarma makinesi, hamur şekillendirme 'şeyleri', galveniz mısır patlatma gereci (sapı tahta), korsancılar için CD'ler, markası tuhaf piller, mıknatıslı buzdolap süsleri, duvara asılan karton kenarlıklı foto çerçevesi, masa üstüne konacak tarzda resim çerçevesi, ne işe yarayacaksa 12 adet kredi kartı gözü olan vinileks cüzdan, az çekiştirsen kopacak hallerde bel kemeri, asla takamayacağın düdüklükte kravat, maçlarda "takaraaaaktt" tadında ses çıkaran çevrilmeli bi alet, kapitemonte taklidi alçı zenci kız büstü, Kıbrıs'ın bile görükmediği küre şeklinde ( ya nasıl olacaktı?) dünya biblosu filan...
ALT ALTA YAZDIM!..
Az ötemde çimden, Hüsnü Yusuf tohumuna kadar satan, ilaveten papağandan çöl yılanına kadar hayvanat pazarlayan, bahçe edevatı, tarla mühümmatı tezgahlayan dükkanlar var. Gidip oraya da bakıp notları yine alt alta yazıyorum. Meraklısı için de buraya yazıyorum...
HAYBECİ KAŞARI
Maydonoz tohumu 15 milyon, şeker gübresi 1, arpacık soğanı tohumu 4, uzun bacak pırasa 20 , karalahana tohumu 20 , Çengelköy hıyarı tohumu 14, havuç tohumu 20, Muhabbet kuşu 15 milyon (pardon bu araya karıştı), roka tohumu 20 pazı 20, dere otu 25, domates 40, sivri biber 30, bal kabağı 25, kavun 30, bezelye 5, karpuz 40, Antep turpu (buna meyhanelerde haybeci kaşarı derler) 20 milyon... Dışarıdan daha çok malzeme topladım ama işi içeriye götürüp kuyumcularla bitireyim de malzemem parlak görüksün: Düz, 14 ayar ince bilezik 200 milyon diyeyim, gerisi hayalimize kalsın. Haydi hayırlı alış verişler. Çaaav!..
