Rivayet o ki...
Mesut kalemize gol atınca Merkel ayağa kalkıp coşkuyla tezahürat yaparken "İşte entegrasyonun zaferi" diye bağırmış!
Biz kolaycı hoşgörü, ucuz anlayışlılık havalarında Mesut'u yuhalayan stattaki gurbetçileri eleştirirken gözden kaçırdığımız şeyler var.
Cumhurbaşkanımız da dahil, günlerdir "Mesut'un yerinde biz olsak, ne yapardık", onu tartışıyoruz.
Ama gerçek şu...
Mesut'un da, Mesut'u yuhalayanların da yerinde değiliz!
Merkel'i sevinçle öyle bağırtan şey ne? Neden Almanya Başbakanı geçen hafta sonu da "Çok kültürlülük yaklaşımının başarısız olduğunu" ilan etti? Bunun ucu Türklere nasıl dokunuyor?
Biraz da bunları düşünmemiz gerek.

Daha ikinci cümlesinde suratını buruşturarak "uyum"dan, "entegrasyon" dan söz eder.
Sokaktaki Alman'la konuşun...
O da "Türkler iyiler, hoşlar ama kendi havalarındalar; bizimle bütünleşmiyorlar" anlamına gelecek laflar eder. Alttan alta işleyen ve Almanya'daki Türk toplumunu kuşatan ciddi bir baskıdır bu.
Türk çocuklarına iyi eğitim vermeyi ve meslek kazandırmayı beceremeyen Almanya hiç durmadan "uyum"dan söz ettikçe...
Türkler de direniyor ve inadına uyumsuzluklarının altını çiziyor!
Bunda pek şaşacak bir şey yok!
***
Olaya Nuri Şahin üzerinden bakarsak, daha iyi anlarız.
Bir süredir Euractiv.com.tr'de konu üzerine çok ilginç yazılar kaleme alan (bir dönem Hürriyet'in Almanya baskısını yönetmişti) Kerem Çalışkan'a göre Almanların gözünde Nuri artık "Schwarzkopf", yani "kara kafa" Türk! Hani ağzıyla kuş tutsa "dışarıda" kalanlardan biri! Mesut ise deyim yerindeyse artık "sarışın!"
Düşünün, Nuri şu an Bundesliga'nın en iyi 3. oyuncusu.
Ama ne Türk Milli Takımı değerini biliyor bu çocuğun, ne de Almanlarca tam benimseniyor.
Yani mesele sanıldığı kadar basit değil!
Mesut'a gösterilen tepki de sıradan milliyetçi duyguların taşıp köpürmesi falan hiç değil!
Derinde bir "yara" var. Mesut Özil o "yara"yı fena kaşıdı.
***
Ama bunlar da gelip geçecek.
Dünya değişiyor çünkü.
Sınırların, pasaportların da anlamları değişiyor.
Başbakan Merkel sürekli entegrasyonu göklere çıkartan tavrıyla "Almanya'da başka kültürlere yer yok" diyen aşırı sağcılara göz kırparken... Cumhurbaşkanı Wulff tam ters bir noktadan kalkarak "İslam, Almanya'nın bir parçasıdır" gibi çok gürültü koparan bir sözü söyleyebiliyor.
***
Peki Mesut, yani "uyum"un simgesi yıldız futbolcu Almanya'da kaldı mı? Hayır!
Nihayetinde Almanya'yı değil, İspanya'yı seçti. Şimdi günde üç saat İspanyolca dersi alıyor.
Belki ileriki yıllarda ilginç bir manzara çıkacak ortaya!
Belki Mesut da, Beşiktaş'ın Alman teknik direktörü Schuster gibi, hayatının geniş bölümünde İspanyolca konuşmayı tercih edecek!