Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Sade yaşam dedikleri, nedir?

Genç arkadaşım kafasında neler kurmuştu, tam kestiremiyorum.
Ama "Pek küçük bir evde yaşıyormuşsun" derken hafifçe bir şaşkınlık yaşadığını fark ettim. "Sade yaşam, dedikleri bu mu?"
Güldüm.
Yok, dedim, arzularını kışkırtan bunca nesne sana göz kırparken insanın "sade bir yaşam" sürdürmesi o kadar kolay mı?
O gözlerini kısmış bana bakarken sözümü sürdürdüm.
Zaten tabletim, dizüstü bilgisayarım ve kitaplarımla televizyonun karşısındaki koltuktan bir yere kımıldamıyorum. Bana sorarsan, evim çok büyük. Çünkü bir arabaya ve istediğim yere gitmemi mümkün kılan bir işe sahibim. Yollar, sokaklar, hepsi evim benim. Bu bağlamda çok şanslı, zengin ve sadelikten epey uzak yaşıyorum.
Hepsi bir yana, kalbinde istediğin gibi bir "ev", güvende hissettiğin bir "yurt" var mı, diye sorsana? Altından kalkmakta zorlandığımız asıl mesele o değil mi?
"Bir dakika be abi!" diyerek durdurdu arkadaşım; "kafamı karıştırma, ne olur!"

***

Farkındasınızdır, sık sık aynı konuya takılıyor ve yazı konusu ediyorum.
Ne mi o konu?
İster "en zengin hayatta bile eksik kalan yanımız" deyin ona...
İster "büyük yaşamak"tan söz edenlerde hep "küçük" kalan şey deyin...
Şu gündelik hayat gailesi ve peşin yargıların kafa konforu içinde...
Hem gizlice ve şiddetle özlemini çektiğimiz hem de yanına varmaya cesaret edemediğimiz o duygu!
Nicelikle ilgisi olmayan, sayılara ve eşyalara endekslenemeyen bir feraset ve ferahlık hali yani...
Merdivenin ilk basamağında bile olsan, doğru yerden tırmanmaya başladığını bilmenin iç huzuru...

***
Son yıllarda "sade yaşam" (simple life) kavramı Batı'da çok öne çıktı.
Güzel laf! Bizim popüler kültürümüze kadar yansıyan çağrışımları da hoş.
Ne gariptir ki, tüketim kültürü ve modern arzular bizi hep daha fazlasını istemeye yönelttikçe, "sadelik" arayışı da modalaşıyor. Hatta "sade yaşam" denilen şey çarçabuk tüketilen "yaşam tarzları" arasına katılıveriyor.
İşte tam bu noktada...
Bazı yanlış anlamaların üzerine gitmek gerek.
Bakıyorum da...
Mesela Nişantaşı, Etiler ahalisinde organik ve basit görüntülü (pek de pahalılar oysa) giysilere bürünmek ve az fakat öz yiyeceklerle beslenmek "sade yaşam"dan sayılıyor.
Orta sınıf okumuş yazmışlarında ise "sadelik" bir tür tasarruf ve tüketim ekonomisine karşı mızmız bir muhalefet anlamını taşıyor.
***

Hayır! Bu türden "sadelik" anlayışları, yalandan dervişlik modalarına çok benziyor. Bunlara kanmamalı!
"Sade yaşam" diye bir şey varsa, olacaksa...
Ancak öncelikler üzerinden kurulabilir.
Hiçbir şey istememek rolüne bürünmek değil, sadece gerçekten istediğimiz şeylerin peşine düşmektir sadelik!
Eksiklik değil, hayatını eksiltebilmektir!
Cimrilik değil, bazı şeylerden vazgeçerek kazandığın cömertliktir!

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA