Gençlere yakınsanız...
Ergenlik ve sonrasında, hatta yetişkinliğe ilk adımlarını attıkları çağlarında kızlarla erkekleri karşılaştırabilecek durumdaysanız...
Şu söyleyeceklerimi çoktan gözlemlemişsinizdir.
Kızlar hayata bütün güçleriyle asılıyorlar. Doğru! Endişeliler, hafiften panikteler. Nabızları hızla yükseliyor ve annelerinden gördükleri gibi elleri kalplerinin üzerinden hiç ayrılmıyor.
Fakat her şey kötüye gitse bile azimlerini kaybetmiyorlar ve gelecek hayallerinden vazgeçmiyorlar.
Oysa delikanlılara baktığınızda ya aile havuzunun ılık suyundan çıkmaya niyeti olmayan koca bebekler görüyorsunuz.
Ya da hayattan umudunu kesmiş ihtiyar ruhlar...
Kızlarla erkekler arasındaki bu fark gitgide büyüyor.
Ve merak ediyorum, acaba bu fark Yeni Türkiye'ye nasıl bir damga vuracak?
***
YGS sonuçları açıklanınca bir kez daha gördük ki, kızlar erkeklerden daha başarılı.
Son yıllarda bütün sınavlarda böyle bir tablo ortaya çıkıyor.
Erkekler sayıca fazlalar ama başarı oranları ve kaliteleri gitgide düşüyor.
Aslına bakarsanız, sadece bizde görülen bir şey değil. Bütün dünyada benzer bir eğilim var.
OECD Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı'nın tarama sonuçları da bunu doğruluyor.
Belki bize özgü olarak üzerinde durmamız gereken nokta şurası...
Ne kadar zor şartlarda olurlarsa olsunlar,
kızlar sosyal hayatı feda etmeden okulda başarı kazanmanın bir yolunu buluyorlar.
Oysa genç erkekler
fena bıkkınlar ve denemeden
yenilmeye yatkınlar.
***
Bu tablonun nedenleri konusunda çeşitli tezler var.
En yaygın açıklamaya göre
kızların geleneksel sosyalleşme becerileriyle okul düzeni çakışıyor. O yüzden kızlar öğrenmek için gereken disiplinden rahatsız olmuyor, çabuk uyum gösteriyorlar.
Ama Türkiye'deki gelişmeyi anlayabilmek için bu tezin ötesine uzanmak gerek.
Okullarda konferanslara gittiğim dönemde dikkatimi çekti...
Bir
İmam Hatip Lisesi'nde de, tümüyle Fransız veya Amerikan ekolüne göre öğrenci yetiştiren bir kolejde de aynı şey geçerli:
Soruları kızlar soruyor, cevapları can kulağıyla kızlar dinliyor.
İnsan onlara bakınca okul başarısından çok
daha büyük bir hedefe ciddiyetle hazırlandıklarını düşünüyor.
Bu hedeflerden biri
hem kendi hayatlarının hem de ülkenin kaderini artık erkeklerin eline bırakmamak olabilir mi?