Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HAŞMET BABAOĞLU

Şu "marka" denen şeyi bir öğrensek artık!

Milletçe markaları seviyoruz.
Tamam, diyelim global kapitalizmin emri bu, kaptırmış gidiyoruz!
Ancak garip olan şu ki, biz "marka" lafını da seviyor, sanki bundan büyüleniyoruz.
O yüzden yerli yersiz "marka olmak"tan, marka hayalleri kurmaktan söz ediyoruz.
Sokaktaki insan markanın ne anlama geldiğini az çok biliyor; çünkü kâğıt mendili, kahveyi, kolayı hep bir markayla anıp adlandırıyor.
Fakat gelin görün ki, marka nedir, asıl bilmesi gerekenlerin bundan haberi yok!

***

Son örnek Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Nihat Ergün'ün yerli otomobil teşviki ile ilgili açıklamaları...
Bana sorarsanız, çok geç kaldık ya, yine de (ve mutlaka fark yaratacak bir teknolojiyle) yerli otomobil üretimine başlamalıyız.
Ancak bu işe Bakan Ergün gibi "Doğan, Şahin, Anadol markaydı, hâlâ da onları marka yapabiliriz" mantığıyla yaklaşacaksak...
Hiç başlamayalım, daha iyi!
Birincisi,
artık uluslararası değer sahibi olmayan hiçbir ürün markalaşamaz!
İkincisi, bir şeyin ticari değere sahip olup alınıp satılması marka olması anlamına gelmez.
Üçüncüsü, rekabetin zorlu koşullarını hiç tanımamış Doğan, Şahin, Anadol hiçbir zaman marka olmadılar. Olamazlardı. Yol açtıkları duygusal bağımlılık, mecburiyetimizi oyunlaştırıp sevimli kılma çabamızdandı!
***

Marka konusunda bizim Antalya ve İzmir'in yerel medyasında da benzer bir çocuksu kavrayış dikkatimi çeker.
"Antalya turizmin marka kenti olacak" veya "Akdeniz'in marka şehri İzmir" gibi hayaller kurulur, haberler yapılır, yazılar yazılır.
Oysa bu çok ama çok zor bir iştir.
Bir şehrin marka olması için gelişmesi, sevilmesi falan yetmez.
İlk iş, benzer şehirlere göre kendisini "eşsiz"leştirecek niteliklere sahip olmaktır. Özellikle de duygusal bağlar yaratması, sakinlerine statü aktarması ve oraya gelecek herkese sadece bugün için değil, geleceğe dair de vaatlerde bulunması gerekir.
Son sözüm de şu olsun...
İlle de marka üretmek zorunda mıyız, emin değilim. Fakat teknoloji geliştirme konusuna ağırlık vermek noktasında geç kalıyoruz.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA