Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

En çok hürmet eden en çok kazanır

Bazen hafta sonları hareketli geçebiliyor.
Ben de hafta sonunda THY uçağına atlayıp, Bakü'ye uçtum. Azerbaycan'ın önde gelen işadamlarından İskender Halilov'un 50'nci doğum gününe ve Hazar Denizi'ne karşı yaptırdığı Park Inn otelinin açılışına davetliydim.
İyi ki üşenmeyip gitmişim.
Doğum gününde Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev'i, Rusya Dışişleri Bakanı İvan İvanov'u, Rus petrol devi Lukoil'un patronu Ali Ekberov'u, bir arkadaşlarının doğum günündeki samimi ortam içinde izledim. Bu doğum günü için Bakü'ye gelen Demis Roussos'u ve Gypsy Kings'i dinledim. Bakü'yü gezdim.
Hani "Yediğin içtiğin senin olsun, gördüğünü anlat" derler ya. Bence yediklerim ve içtiklerim de anlatılmaya değerdi.
Son zamanda fazlaca türeyen votka meraklıları birtakım markalardan dem vurup "En iyi votka şudur" diye ahkam keserler. Ben bu davette ikram edilen "Beyaz Altın" (Rusçası Beloye Zoloto) markalı votkanın, votkaların en iyisi olduğunu iddia ediyorum. Beyaz Altın'ın yanında da Beluga havyarının ikram edilmesinin kaçınılmaz olduğu, bu işten anlayanlar tarafından herhalde tahmin edilecektir.
Sakın "Türkiye'nin bunca sorunu varken votkadan ve havyardan bahsedeceksin" demeyin.
Neticede Türkiye'yi de dünyayı da döndüren "Petrol" ün ülkesi Azerbaycan'da yaşam düzeyi votka ile, havyarla, Rolls Royce'larla, gökdelenlerle ölçülüyor şimdi.
1920'de Rus Bolşevik Ordusu tarafından işgal edilip, 30 Aralık 1922'de resmen Sovyetler Birliği'ne katılan ve tam 70 yıl Marksist-Leninist ideoloji ile yönetilip yaşayan Azerbaycanlılar, şimdi yoğun biçimde Rusça konuşuyor ama Amerikalı gibi düşünüyorlar.
İskender Bey'in doğum günü davetlileri ellerine mikrofonu alıp önce duygularını seslendiriyor, sonra da onunla öpüşüp kadehlerini dipliyorlardı. Bu konuşmacılardan Moskova'dan gelen biri Hemingway'e gönderme yapıp özetle şöyle söyledi:
- Yazar Hemingway, "Şöhret önemlidir. Ancak gerçek şöhrete bir otelin barındaki barmen sizi tanıdığı ve saygı gösterdiği zaman ulaştığınızı anlarsınız" derdi. Bizim eski dünyamızda sadece sanatçılar, yazarlar şöhrete ulaşıp, saygı görürdü. Oysa şimdi işadamları da şöhret sahibi ve çok saygı görüyorlar.
Bizim genel olarak "Saygı" dediğimiz, Azerbaycan dilinde ise çoğunlukla "Hürmet" olarak kullanılan kelimenin, bu ülkede ikinci bir anlamı olduğunu da, halktan insanlarla, gençlerle konuşurken öğrendim.
Örneğin üniversite öğrencisisiniz. Ders çalışmadan, öğrenmeden mezun olup diploma almak istiyorsunuz. Bu durumda sizi imtihan edecek hocaya gider ve isteğinizi ona anlatırmışsınız. O da size, "Sen bana ne kadar hürmet edersen notun o kadar iyi olur" dermiş.
"Hürmet"in derecesi de genellikle Amerikan doları ile belirlenirmiş.
Bu hürmetin çok yaygın olduğunu anlattı konuştuğum Azerbaycanlılar. Poliste, adalet sisteminde, şehircilik uygulamalarında hürmet edilmeden, işler pek yürümezmiş.
Biz doğum gününde bunları konuşmadık tabii... Yeri değildi. Bu davette sunuculuk yapmak için Moskova'dan getirtilen ve sırasında komedyen, sırasında taklitçi, sırasında tenor ve isterse bariton da olabilen Rusya televizyonlarının ünlü "Aparıcı" sı Dalkin'e takılıp kahkahalarla güldük.
Bu "Aparıcı" da ne demek derseniz.. Aparıcı, Azeri dilinde "Sunucu" anlamına geliyor. Mesela ben bundan sonra Mehmet Ali Erbil'den aparıcı diye söz edersem, üzerimdeki Azeri etkisinin çapını anlamış olursunuz.
Ayrıca yazılarımı beğenmeniz karşılığında hepinize hürmet de ederim.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA