Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Siz değişmezseniz koşullar sizi değiştirir...

Sezen Aksu'nun şarkılaştırdığı Mevlana söylemi, çağlar üzeri gerçeği yansıtıyor..." Dün dünle geçti cancağızım Artık yeni şeyler söylemek lazım..." Düne kadar "Anayasa Mahkemesi kararlarına itiraz edilmemesi ne kadar yanlış" diye yakınırdık.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne Türkiye bireysel başvuru hakkını kabul ettikten sonra, temyizsiz yargının yanlışlığı defalarca kanıtlandı.
Ama artık bu yanlış dünle birlikte geride kaldı.
Şimdi de "Yüksek Seçim Kurulu'nun kararlarına itiraz edilememesi ne kadar yanlış" diye yakınıyoruz.
YSK kararlarından ve genel olarak yargı kararlarından zarar görenler çözümü hükümette aramak gibi yeni yanlışlara sürükleniyorlar.

O gün gelecektir...

Herhalde bir gün "TBMM çatısı altında uzlaşıp hep birlikte yeni bir Anayasa yapalım" demek noktasına da gelecekler.
Tıpkı Cahit Sıtkı'nın "35 Yaş" şiirindeki gibi bir durumdayız.
"Her doğan günün bir dert olduğunu İnsan bu yaşa gelince anlarmış..."
Zamana ve yeni koşullara uyum çok kolay değil.
Eski bir coğrafyadayız.
Sorunları çözmek için adımlarınızı geç attığınız zaman, o eski adımların bir işe yaramadığını sürekli görmektesiniz.

Toprak başlığı
Örneğin Kıbrıs'ta çözüm için Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-moon'un katılımıyla Cenevre'de gerçekleştirilen üçlü Kıbrıs zirvesinde, Türk tarafı harita konusu dışında "Toprak" konusunu da müzakere etmeye hazır olduğunu açıkladı.
Bilindiği gibi Kıbrıslı Rumlar geçen dönemde "Toprak başlığı görüşülmediği için ilerleme olmuyor" bahanesi ile görüşmeleri sabote ederlerdi.
Bu noktada bilmemiz gereken yeni bir durum var.
Kıbrıs'ta çözüm iki tarafın dışında Türkiye ve Yunanistan'ın da bu çözüm üzerinde uzlaşmalarına bağlı.
Ve şu anda trajik bir ekonomik kriz yaşayan Yunanistan'daki Papandreu hükümeti Kıbrıs'ta çözüm için en ufak bir adım atsa, Yunan muhalefeti " Yunanistan'ı uluslar arası finans kurumlarına peşkeş çektikleri yetmiyormuş gibi şimdi de Kıbrıs'ı Türkiye'ye peşkeş çekiyorlar" yaygarasına başlayacaktır.

Gecikmelerin bedeli

Yani Yunanistan açısından şu anda Kıbrıs'ta çözüm için uygun bir zaman değildir.
Yani keşke bu "Toprak başlığı" daha önce görüşmelere getirilseydi.
Geçmişte de Annan Planı'nın kabulündeki gecikme, Kıbrıslı Rumların tek başlarına AB'ye üye olmalarına dayanmamış mıydı?
"Yeni durumlara uyum" konusunda bir diğer örnek de Türkiye-İsrail ilişkilerindeki düzelmenin "Mavi Marmara Raporu"na endekslenmesinden verilebilir.
Acı bir gerçek var bu coğrafyanın yeni koşullarına ilişkin olarak...
Şu anda Suriye'deki veya Libya'daki gelişmeler karşısında, Gazze'deki durum ikinci plana düştü.

Suriye, Libya ve Gazze

Bu iki ülkenin yönetimleri kendi halklarına karşı her çeşit silahı kullanırken, işgal ve abluka altındaki Gazze'deki İsrail saldırıları eskisi kadar yadırganmıyor.
Ve İran, kendi halklarına savaş ilan eden Libya ve Suriye yönetimlerine destek vermekte.
Yani Ortadoğu'da tablo "Mavi Marmara Krizi" günlerinden çok farklı...
Veya Türkiye ile İsrail'in ilişkilerini düzeltmeleri, bu ilişkileri askıda tutmaktan daha akılcı bir gerek şu anda.
İmmanuel Kant "Organize bilgi bilimdir.
Zekâ ise yaşamın organize edilmesidir"
demiş... Zekâanın en somut göstergesi ise değişen zamana ve koşullara uyumlu olmak değil midir?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA