Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

"Kendim için bir şey istiyorsam namerdim" yalanı

Tüccar daha fazla para kazanmayı, siyasetçi daha fazla iktidar elde etmeyi, bilim adamı alanında daha fazla söz sahibi olmayı amaçlar.
İnsanların para, şöhret, güç sahibi olmayı istemeleri doğaldır.
Ama bu isteği bizim toplumda seslendirmek ayıp karşılanır.
Siyasetçi "Kendim için bir şey istiyorsam namerdim" diyerek, amacını mesleğinden soyutlamaya çalışır.
1970'lerde bir maliye bakanına sorunlarını çözmesi için başvuran işadamı, bakanın kendisine "Ama ben bu sorunu çözersem siz bundan para kazanacaksınız" dediğini anlatmıştı bana.
Bu iş adamı bakana "Tabii ki para kazanacağım. Ben siz Kızılay'ın bir sorununu çözmenizi istemek için gelmedim ki" diye cevap vermiş.

Kimin için istiyor?
Şimdi gündemimizde bulunan Başkanlık Sistemi tartışmalarında da buna karşı çıkanlar "Başkanlık sistemini Tayyip Erdoğan kendisi için istiyor" diyerek söze başlamıyorlar mı?
Sanki bu çok anormal bir durum gibi karşılanmıyor mu?
Düşünün ki AK Parti'yi kurduğu yıl bu parti yıllanmış partileri barajın altına iterek tek başına iktidar olmuş.
Girdiği her seçimi oy oranını artırarak kazanmış.
Kemikleşmiş askeri ve sivil vesayeti sona erdirmiş.
İcraatı ile altyapıyı yenilemiş, ekonomiyi istikrarlı bir büyüme sürecine sokmayı başarmış.

Referandum yolu
Şimdi de başbakanlığı sona erdikten sonra yürütme gücüne sahip cumhurbaşkanı (veya Başkan) olmayı amaçlıyor.
Bunun gerçekleşme yöntemini de "Başkanlık Sistemi'ni referandumla halka onaylatacağım" diyerek açıklıyor.
Başkanlık Sistemi ile Parlamenter Sistem arasında hangisinin daha uygun olduğunu tartışmak yerine, bunu "Ama Tayyip Erdoğan bunu kendisi için istiyor" demenin bir siyasi anlamı olabilir mi?
Ne desin yani Erdoğan?
"Kendim için bir şey istiyorsan namerdim" mi dese daha doğru olurdu?
Belli ki bundan sonra ülkeye daha fazla hizmet edebilmesi için kendisinin Başkan konumunda olması gerektiğini düşünüyor.

Ne deseydi yani?
Bunun için Anayasa değiştirecek yeterli oyu bulabilirse, isteği gerçekleşir.
Çoğulcu ve özgürlükçü demokrasi başkanlık sisteminde de, parlamenter sistemde de olabilir.
Ayrıca bilelim ki "Merkeziyetçilik" parlamenter sistemlerde de terk ediliyor artık. Bakın İngiltere'ye, bakın İspanya'ya, bakın Fransa'ya, bakın Almanya'ya... Oralarda yerel yönetimlere devredilen merkezi yetkileri bir gözden geçirin.
Erdoğan "Ben Kılıçdaroğlu Başkan olsun diye Başkanlık Sistemini istiyorum" deseydi ne hoş olurdu...

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA