Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BAŞYAZI MEHMET BARLAS

Bizim hayatımız çözümsüzlüğe alışarak yaşamak mıdır?

Sürüsüne kurt dadanan Yahudi çoban hahama gidip koyunlarını kurda karşı nasıl koruyacağını öğrenmek için akıl danışmış.
Haham ona "Gece sürünün çevresinde ateşten bir halka oluştur. Kurt ateşten ürker, sürüye dalamaz" demiş.
Çoban hahamın dediğini yapmış ama ertesi gece kurt ateşin üzerinden atlayıp yine birkaç koyunu boğmuş.
Çoban yine hahama gitmiş.
- Haham efendi dediğini yaptım, ama kurt alevlerin üzerinden atlayıp, yine sürüye daldı, demiş.
Haham bu defa sürünün çevresine dikenli tellerden yüksek bir çit dikmesini önermiş çobana.

Sende koyun kaldıysa
Çoban bu çiti de yapmış ama kurt bunu da aşıp yine sürüye dalmış, yine birkaç koyunu boğmuş.
Ertesi gün çoban yine hahama gitmiş.
Dikenli tellerden yapılmış çitin de işe yaramadığını anlatmış ve
"Şimdi ne yapayım haham efendi" diyerek yine akıl sormuş.
Bu defa haham gülmüş.
- Evladım sende koyun kaldıysa bende daha pek çok tavsiye var, demiş.
Sorumsuz amatör danışmanlığı pek güzel anlatan bir fıkradır bu. Çoban hahamdan tavsiye alacak yerde keskin nişancı bir avcıya gitseydi koyunlarını kurdun tehdidine karşı herhalde daha etkili bir koruma yöntemine sahip olurdu.

Tavsiye bol ama çözüm yok
PKK terörüne karşı korunma yöntemlerinden başlayan ve İstanbul trafiğinin nasıl açılabileceğine uzanan sayısız sorun hakkında hepimiz sorumlulara her gün yol göstermekteyiz.
İşin en acıklı yanı bu sorunlara sorumlu ve yetkili kişiler de çözüm üretemiyor.
Onların danışmanları da, anlaşıldığı kadarı ile fıkradaki çobanın danışmanı gibi sayısız tavsiyeye sahipler.
Bu durum böyle devam ettiği sürece, siyasi sorumlular ile siyasi sorumsuzları birbirinden ayırabilmemiz pek kolay olmayacak.
Yönetimden sorumlu makamlardan üretilen çözümler ile köşe yazılarında üretilen çözümler arasında bir etki ve sonuç farkı bulunmadığı sürece, bu sorunlarla birlikte yaşamaya devam edeceğiz.

Çözümsüz yaşama alışmak
Zaten bu duruma alıştık da...
Cahit Sıtkı Tarancı da "Ölümden Sonra" şiirinde "Alışmak" meselesini böyle anlatmamış mı?
"Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü.
Nasıl hatırlamazsın o türküyü, Gök parçası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak...
"

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA