Köyü eşkıya basmış... Para, pul, altın... Kimde ne varsa almış.
Sonra da... Köyün kadınlarını meydana toplayıp, oynatmış.
Kadınlar "Ikına sıkına... Utanarak... Gönülsüz" oynarken... İçlerinden biri "Fingirdemeye, kıvırmaya, şıkır şıkır oynamaya" başlamış.
Eşkıya gidince... Muhtar, o kadına yaklaşmış:
- Eşkıyaya direnemezdik... Oynamaya mecburdun... Ama o dansöz gibi çalkalamalar da neyin nesiydi?
Bu fıkra 12 Eylül 1980 darbesinden sonra anlatılırdı.
Zira... Darbeyle birlikte "Kıvıran... Çalkalayan" pek çok siyasetçi vardı.