Recai Kutan'ın "Tutukevi anılarından..."
1980 öncesinin MHP Milletvekili Agâh Oktay Güner de tutuklular arasında.
Tutuklu eski "Bakanlar, milletvekilleri" sohbet ediyorlar...
Birbirlerine soru soruyorlar.
Agâh Bey, yanıt vermek istemediği bir soru sorulunca diyor ki:
- Vallahi gardaş ben buranın garibiyem, bilmirem. Ardından da "Fıkrayı" anlatıyor...
Adamın birinin yolu, bellerinde uzun palalar olan iki sarhoş tarafından kesilmiş... Sarhoşlar sormuşlar:
- Amca biz anlaşmazlığa düştük... Sana danışalım dedik...
Şu gökte parlayan ay mıdır, güneş midir, yıldız mıdır? Adamcağız bir ona, bir diğerine, bir de bellerindeki palalara bakmış ve... "Vallahi gardaşlar" demiş:
- Ben buranın garibiyim, bilmirem. Günümüzde de...
Mısır'da yaşananlar konusunda "Kafası karışık olanlar" var.
"Sevinsek mi yoksa kınasak mı?... Darbe mi yoksa devrim mi" diye bir türlü karara varamayanlar...
Kem Küm edenler...
Bocalayanlar.
Onlara "Tüyo" verelim...
Agâh Oktay Güner'in "Taktiğini" uygulasınlar:
- Ben Mısır'ın yabancısıyım, bilmirem.