Arkadaşlarla sohbet ediyorduk... Söz CHP'den açıldı... "Parti içi muhalefetten."
Herkes farklı bir şey söyledi.
Gözlemimiz... Parti içi muhalefet... Öyle karışık ki...
"Toplu bir hareketten" söz etmek çok zor.
Metin Feyzioğlu'ndan söz ediliyor... Genel başkanlık için... Arkadaşlardan biri dedi ki:
- Bu gaza gelmeyecek, bu topa girmeyecek kadar akıllıdır.
Sonra... Mustafa Sarıgül'den söz açıldı... O da önemli bir güç odağı.
Yine bir arkadaşımız "Sarıgül tecrübelidir" diyerek düşüncesini söyledi:
- Olağanüstü kurultayda muhalefetin yanında yer almaz... Kemal Kılıçdaroğlu'na destek verir... Onun önceliği milletvekili seçimleri... Önce Meclis'e girer... Sonrasına ise... Haziran- 2015'ten sonra bakar.
Ankara'da akşam sohbeti uzadı... "Ulusalcılar" konusu açıldı.
Bir arkadaşımız kâğıdı kalemi çıkardı... İsim isim yazmaya başladı:
- Şu milletvekili katı ulusalcı, yani şahin... Bu milletvekili esnek ulusalcı, yani güvercin.
Yani... Ulusalcılar da "Parça parça."
Deniz Baykal konusu... Elbette konuşuldu... Deniz Bey'siz CHP sohbeti olur mu?
Muharrem İnce "Deniz Baykal da bizimle" dedi ama... Bu iş öyle sanıldığı kadar kolay değil.
Sohbette "Deniz Bey'le ilgili" herkes farklı bir şey söyledi.
Kimi "Parti içi muhalefet, Kemal Kılıçdaroğlu'na karşı bir çatı aday bulabilir mi... Bu çatı aday Deniz Baykal olabilir mi" dedi.
Kimi de Deniz Baykal'ın "Derinliğini bilmediği suya ayağını sokmayacak kadar deneyimli olduğunu" söyledi.
Özetleyelim...
CHP'de parti içi muhalefet... Yamalı bohça gibi... Parça parça.