Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Filmekimi ve Altın Portakal

Sinemayla dolu günler yaşıyoruz. Biz eleştirmenlerin zaten hayatı kaymış: meslek icabı her sabah (ve haftada beş gün) film izliyoruz. Ama bu tür geniş toplumsal etkinlikler, elbette sinema olayını daha geniş bir kesime yayıyor. Ve kimi zaman, piyasaya gelmesi zor filmleri özendirip yüreklendirerek, kaliteli ve yaratıcı sinemaya kapılar açıyor.
Son yılların biz eleştirmenler için olumsuz bir gelişmesi. İstanbul'daki Filmekimi'yle Antalya'daki Altın Portakal'ın tamı tamına çakışması oldu. Antalya geleneksel etkinliklerini daha da çoğaltıp çeşitlendirerek sinema yazarları için kaçırılmaz olma özelliğini sürdürüyor. Filmekimi ise, malum, geçen bir yılın tüm önemli festivallerinden seçilmiş 40 kadar film sunuyor.
Bu iki çok farklı organizasyonun ayni tarihe gelip bizleri böylesine zor bir ikileme sokması şart mıydı?
Bu sorun çözülemedi, çözümü yakın da gözükmüyor. Böylece biz yazarlar iki yıldır filmekimi'ni kaçırıyoruz. Ben en azından Cannes ve Berlin'e giden biri olarak biraz avantajlıyım. Ama ya gitmeyenler? Ayrıca benim açımdan da, hiç izleyemediğim bir festival çekici değil. Bu yüzden, İKSV'ciler kızacak ama, Filmekimi'nin filmlerini yazmak ve listeler yapmak artık içimden gelmiyor.
Neyse, Filmekimi yine çok parlak. Kimileri gösterime çıkacak, ama hepsi değil. Öncelikle Cannes'ın gözdelerinden seçmeler var: Melancholia'dan Artist'e, Bisikletli Çocuk'tan Bu Bir Film Değil'e, Umut Limanı'ndan Elena'ya, Kevin Hakkında Konuşmalıyız'dan Gelecek'e, Olmak İstediğim Yer'den Senin İçin'e (hepsi görülmeye değer). Diğer festivallerden gelen ya da kendilerinden başka zeminlerde söz ettirmiş iştah açıcı filmler de var: Tehlikeli İlişki'den Almanya'ya Hoş Geldiniz'e, Ada'dan Acı Tatlı Tesadüfler'e, Dünyada Bir Gün'den Erkek Fatma'ya, Mutlu Bir Gün'den Peki Şimdi Nereye'ye, Ruh Eşim'den Salgın'a, Şeytanın İkizi'nden Yaşam Savaşı'na... Şansınız açık olsun.
Antalya ise genç Türk sinemasının bir manifestosu olacak gibi görünüyor. Öyle ya: ulusal yarışmadaki 13 filmden dokuzu adı-sanı duyulmamış gençlerin ilk filmleri!... Gerçi özellikle Altın Koza'daki kimi filmleri gördükten sonra Antalya'ya peşinen ambargo koyan kimi sesler de duyulmadı değil. Ama her festival kendi soluğunu alır, kendi macerasını yaşar ve kendi kahramanlarını yaratır. Bakalım, Altın Portakal bu yıl neleri ve kimleri üne kavuşturacak, görmeye değer...
Ayrıca da Geç Gelen Ödüller'le onore edilecek olan 1979-80'lerin o parlak Türk sineması, Uluslararası Yarışma, Ustaların Gözünden, Tehlikeli İlişkiler, Ortadoğu'da Kadın, Avrasya Sinemaları, Pelikülün İzinde gibi bölümlerle, festival seyircisine çok geniş bir yelpaze sunulacak. Birçok panel, tartışma, sergi gibi etkinlikle birlikte... Ben de dün izlemeye başladığım Altın Portakal'a başarılar diliyorum.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA