Türkiye'nin en iyi haber sitesi
ATİLLA DORSAY

Şoray, TÜRSAK, Galatasaray ve Beyoğlu

Geçen hafta hayli yoğun bir gündemim oldu. Bir akşam Siyaset Meydanı'nda Türkan Şoray kitabını tartıştık. Bir başka akşam, Nuri Çolakoğlu'nun yeni kurduğu ve D-Smart'tan yayın yapan 'sağlık kanalı'nda Dr. Akif Poroy'la Sinema ve Cinsellik konulu çok keyifli bir söyleşi yaptık. Habertürk kanalı içinse deneyimli meslektaşım Güntay Şimşek'in uzun yıllardır süregelen Airport programı için hoş bir söyleşi kaydettik: yolculuk ve özellikle uçak yolculukları üzerine.. 23 Aralık Pazar günü yayınlanacak. TÜRSAK'ın 15. kez düzenlediği (ve şu günlerde hızla süren) İstanbul/Randevu festivalinin o harikulade Anna Karenina filmiyle açılışına da katıldım.
Galatasaray Lisesi'ndeki bir panelde ise, eski kültür başkanı Fikri Sağlar'ın yönetiminde Galatasaray ve Kültür konusunu tartıştık. Ben konuşmamda özellikle Oktay Aras'ın 2010 sonunda çıkan üç ciltlik dev Galatasaray Liseli Yazarlar ansiklopedisinden yararlanarak, burada okumuş yazar ve sanatçılarımızı özetleyen bir liste okudum. Buraya alabilseydim şaşardınız: öylesine zengin bir toplam oluşmuştu. Ve G.S'nin lise ve üniversite düzeyinde bu değerli insanları anmak, incelemek ve hatırlatmak için hiç çaba göstermediğini, ayrıca hayatta olanları da bu kurumlara davet ederek öğrencilerle karşılaştırmayı düşünmediğini anlattım. Ve bunu ciddi biçimde eleştirdim.
Toplantıda lise eski müdürü, üniversite eski rektörü ve YÖK eski başkanı Erdoğan Teziç de vardı. Ve ben onun bu eleştirilerimden alınıp alınmadığını kendime sordum. Ancak sayın Teziç konuşmama değinirken, beni haklı bulduğunu ve belki çağrılacak konuklar için tüm inisiyatifin öğrencilere bırakılmasının hatalı olduğunu söyledi. Buna son derece sevindiğimi söylemeliyim, çünkü Teziç gibi bir eğitim anıtını incitmeyi katiyen istemezdim. Ona hoşgörüsü için teşekkür ediyor ve daha nice başarılar diliyorum.
Cumartesi günüyse yine Galatasaray Lisesi'nin burnunun dibindeki Beyoğlu Belediyesi'ne ait Kültür Kenti Vakfı'nda Aydın Üniversitesi'nin düzenlediği ve 3 Kasım'dan beri süregelen Kentin Şifresi genel başlıklı panellerden Kent ve Sinema konulu olanına katıldım. Konuşmacılardan Fikret Hakan gelememişti, değerli TV belgeselcisi Nedret Çatay'la birlikte konuştuk. Orada da özellikle Beyoğlu semti ve son dönemde kapanan salonlar söz konusu edildi. Nasıl edilmesin ki, Beyoğlu denince ilk akla gelen şeylerden biri de sinema ve tiyatro değil miydi? Kuruluşu sadece 4 yıla dayanan Aydın Üniversitesi'ni bu uzun süreli (haftaya bitiyor), zengin, güncel ve yararlı etkinlik için kutluyorum.
Aslında böyle bir etkinlik, semtin tam göbeğinde, Beyoğlu'yla özdeşleşmiş ve de geçmişi çok, çok daha eski G.S.'ye yakışmaz mıydı? Onun yapmamasını o toplantıda eleştirmiştim, burada yineliyorum. Eski kurumlar sadece geçmişlerine değil, güncelliğe de dikkatle bakarlar ve en azından kültür konularında sivil toplum örgütlerinin eylemlerine katılırlarsa, saygınlıklarını daha iyi koruyabilirler.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA