Türkiye'nin en iyi haber sitesi
BURHANETTİN DURAN

Türkiye-ABD İlişkilerinin Değişen Mahiyeti

Galler'de yapılan NATO Zirvesi'ndeki Erdoğan- Obama görüşmesiyle birlikte Türkiye'nin ABD ile ilişkileri yeniden gündeme geldi. Görüşmede Ukrayna Krizi, IŞİD ve Gülen'in iadesi öne çıkan konular olarak ifade edildi.
Bu görüşme ile ilgili olarak medyada farklı yorumlar yapıldı.
Hükümete yakın kaynaklar Türkiye'nin öneminin bir kez daha görüldüğüne odaklanırken, muhalif çevreler Obama'nın Türkiye'nin Ortadoğu politikasına yönelik eleştiri imasında bulunduğunu ileri sürdü.
ABD ile ilişkilerin mahiyeti üzerinden AK Parti iktidarının eleştirilmesi yeni bir şey değil.
Gezi olaylarından Cumhurbaşkanlığı seçimlerine kadarki dönemde ABD-Türkiye ilişkilerinin sıkıntılı bir süreçte olduğu üzerine içte ve dışta çok şey yazıldı. AK Parti iktidarının Türkiye'yi Batı'dan kopardığı, otoriterleştiği ve Obama'nın Erdoğan'a tavırlı olduğu yönünde argümanlar sıklıkla dile getirildi. Ancak iki ülke arasındaki ilişkilerin inişli -çıkışlı halini son iki yıldaki demokrasi tartışmalarına ve hele liderler arasındaki şahsi ilişkilere bağlamak oldukça sorunlu. Zira Türkiye- ABD ilişkilerini anlamak için iki ülkenin değişen menfaatlerine ve önceliklerine odaklanmak gerekir.

Model ortaklığın sonu?
AK Parti iktidara geldiği günden itibaren ABD ile ilişkileri bağlamında eleştirildi. Bu eleştiriler ilk dönemde "İslamcı Amerikanizm"den "Büyük Ortadoğu Projesi taşeronluğuna" kadar vardı. 2009 sonrasında ise AK Parti Türkiye'yi ABD -Batı ekseninden koparmakla suçlandı. Somut olarak bakıldığında ise olan şey şudur: 1 Mart 2003 Tezkeresi ile TBMM'nin Irak'ın işgali için Türkiye topraklarının kullanılmasına izin vermemesi iki ülke arasındaki ilişkileri yeni bir evreye soktu.
Soğuk Savaş döneminde Sovyet tehdidine bağlı olarak kullanılan "stratejik ortaklık" sona erdi. İki ülke arasındaki ilişkileri toparlamak için 2007'deki Erdoğan- Bush Zirvesi'ni beklemek gerekti. 2009'da yeni ABD Başkanı Obama'nın ortaya attığı "model ortaklık" kavramının içi ise hiçbir zaman doldurulamadı. Zira 2009 Davos ile bu model ortaklık arayışı ilk yarayı almıştı.
İsrail'in rahatsızlığına rağmen Türkiye- ABD arasında korunan iyi ilişkiler asıl Arap devrimleriyle farklılaştı. Bu devrimlerin Ortadoğu'ya getirdiği değişimi doğru okuyamayan Obama yönetimi bugün bölgedeki kaotik ortamın en önemli sorumlusu.
ABD'yi önce Irak'tan şimdi de Afganistan'dan çıkaran Obama'nın ülkesini savaşa sokmama çabası elbette iç siyaseti açısından anlamlıydı. Ancak Suriye'yi uzatmalı bir iç savaşa terk eden, Maliki'nin mezhepçi politikalarına göz yuman ve Mısır'da da Sisi darbesini onaylayan Obama, Ortadoğu'da kaosun derinleşmesine seyirci kaldı. Bu yüzden bölgenin demokratikleşmesi yolunda işbirliği amacına yönelik olan model ortaklık kavramı da anlamsız hale geldi.

Yeni öncelikler, yeni ilişki tarzı
Türkiye- ABD ilişkilerinin mahiyetinin değişmesinin başlıca iki sebebi var. İlki, kuşkusuz Türkiye'nin çevresindeki bölgelerde özgüveni yüksek ve iddialı bir dış politika yürütmeye başlamasıdır. Bu yeni politika AK Parti tarafından Ankara merkezli dış politika olarak sunuldu. Ve kendisini İsrail eleştirisinde ve Arap Devrimleri sırasında halkların tercihine destek vermede gösterdi. Bu da Suriye, Irak ve Mısır'da ABD ile bazen benzer ancak bazen farklı politikalar demekti.
İkinci unsur ise ABD'nin Ortadoğu politikasındaki değişim. İsrail'in güvenliği ve petrolün dünya pazarlarına taşınması her zaman ABD için önemli olsa da Obama Yönetimi, S. Arabistan ve Türkiye dahil bölge ülkeleriyle ilişkilerine stratejik ortaklıktan ziyade konu odaklı bakmakta.
Uzun bir süre Suriye iç savaşına seyirci kalan ABD Türkiye'nin uyarılarına kulak kesilmedi. Şimdi ise, Suriye'nin şiddet uygulayan aşırı gruplara terk edilmesinin bir sonucu olarak IŞİD'in Irak'taki ilerleyişi artık ABD'yi bir şeyler yapmaya zorladı.
Bugün ABD kendi liderliğinde IŞİD'e karşı geniş ölçekli bölgesel ve uluslararası bir koalisyon kurmaya çalışıyor. Bu çerçevede "Sünni" bir ülke olarak gördüğü Türkiye'ye ihtiyacı var.
Gelinen nokta şudur: NATO İttifakı içinde olmak ikili ilişkileri model ortaklığa taşımıyor. Böylece, Türkiye- ABD ilişkileri yeni bir mahiyet kazanıyor. Yapısal ve uzun süreli ittifaklardan ziyade konu odaklı, değişen önceliklere dayalı yeni bir işbirliği.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA