Soğuk bir İstanbul akşamında Beşiktaş- Galatasaray derbisinin bu kadar keyifli, kaliteli ve ateşli olacağını hesaplamamışlardı! Ancak günler öncesinden, Van'da çadırlarda üşüyen deprem çocuklarıyla empati yapmak ve onların acısını paylaşmak adına "üşüyoruz" diyerek 65'te soyunma kararı çoktan almışlardı... Dolmabahçe'de bu sağduyulu binlerce Beşiktaş taraftarın yarı çıplak görüntüleri insanlık adına içimizi ısıttı. Kazanmayı ve bunun için de yeşil çimende oynamayı tercih eden iki takım vardı sahada..
Fatih hoca defans çizgisini daha önde kurdu. Orta sahayı kalabalık tutup Beşiktaş'ı kendi evinde yenerek gitmek niyetinde olduğu gösterdi. Ancak orta saha hesabı tutmadı. Carvalhal defans çizgisini rakibine göre daha geride kurdu. Derinliği olan çok iyi bir kademe oluşturdu. G.Saray orta sahada üstünlüğü ele alamayınca planları tutmadı. Carvalhal, Quaresma, Simao ve Almeida ile isteği pozisyonları buldu. İlk yarı pozisyon üstünlüğü Beşiktaş'ındı. 18'de Quaresma'nın pozisyonu kenara koyuyorum 24'te Almeida'nın ve 32'de Simao'nun direğe de takılan pozisyonlarının gol olmaması Siyah-Beyazlı takım adına büyük şansızlıktı.
Terim orta sahadaki sıkıntıyı aşmak için ikinci yarıya Ayhan'ın yerine Sabri'yi alarak bir hamle yaptı. Ancak Sabri 8 dakika içinde sakatlandı. Veli'nin sakatlanıp çıkması, yerine giren Necip'in de aynı kaderi paylaşması Carvalhal'in sansızlığıydı. Sakatlıklar iki teknik adamın hamlelerinin önüne geçti. 2. yarıda ilk 45 dakika gibi temposu yüksek, kaliteli ve pozisyonlu geçti. Ancak ikinci yarı G.Saray oyunu dengeledi.

BEŞİKTAŞ'IN GOLÜ YENDİ
84'te oyunun kader anıydı. Ve sahnede Cüneyt Çakır vardı. Quaresma'nın ortasında Mustafa'nın Ujfalisu ile topa yükseldiği pozisyona faul kararı verdi. Mustafa'nın biraz geride olması Çakır'ı yanıltmış olabilir. Ancak bizim gördüğümüz yerden faule kanaat getirmesi ağır, Almeida'nın golünü iptal etmesi haksız bir karardı. Beşiktaş'ın bu golü verilse galibiyet hak edenin olacaktı.