Türkiye'nin en iyi haber sitesi
TULU GÜMÜŞTEKİN

Şimdi Yunanistan'a ne olacak?

Avrupa Birliği liderlerinin yaptığı son zirve, Euro krizinin atlatılabilmesi için gerekli önlemlerin alındığı mesajını verdi. Sabaha karşı varılan anlaşma, Yunanistan borçlarının yarısının silinmesi, var olan tahviller yerine Avrupa Merkez Bankası garantisi olan başka tahviller satılması, bu operasyonu destekleyecek bir trilyon Euro mertebesinde bir fon kurulması biçiminde oluştu.
Piyasalar derin bir nefes aldılar, Euro'nun değeri yükseldi, Yunanistan Başbakanı Papandreu da çok iyimser bir konuşma yaptı. Belki böylelikle çok ciddi bir krizin patlaması etkin biçimde ertelendi, ancak bu girişimin altında ve arkasında neler var onları incelemekte ciddi yarar bulunuyor.
Her şeyden önce Federal Almanya, AB ekonomik geleceği açısından yegâne ciddi güç olarak ağırlığını her geçen gün biraz daha fazla hissettiriyor. Almanya ve Fransa çiftinin tamamlayıcılığının da sonuna gelmiş olduğumuzu zannetmiyorum, Federal Almanya'nın ciddi bir askeri güç olmayı reddetmesi ve dış siyasette son derece düşük bir profil çizmesi bugünden yarına değişebilecek olgular değil. Almanya'nın hala Fransa'ya ihtiyacı var, ama bu ilişki artık çok açık biçimde büyük ortak ile küçük ortak ilişkisine dönüşmüş bulunuyor.
Yunanistan'ın borç krizi, Fransa'nın tüm girişimlerine rağmen, Alman Şansölyesi Merkel'in karar verdiği gibi çözüldü. Merkel, birkaç ay öncesinde duymak dahi istemediği miktarları, birkaç gün öncesinde gene duymak dahi istemediği bir biçimde, tüm siyasi kariyerini Alman parlamentosunda tehlikeye atarak kabul ettirebildi.

Yeni perspektif nedir?

Bankalara yapılan baskı sayesinde Yunanistan'ın borçlarının yarısı fiilen sineye çekildi ancak aynı bankalar, yaklaşık 100 milyar Euro civarında bir sermaye artırımı ihtiyacı içine düştüler. AB içindeki bazı gözlemciler, gerçek sermaye artışı ihtiyacının bunun iki misli olduğunu söylüyor. Goldmann & Sachs ise, kendi tecrübelerinden esinlenerek aslında 300 milyar Euro civarında bir artışın gerekli olduğundan bahsediyor.
Bu paralar Yunan ekonomisine gitmeyecek. Yunanistan'ın borçlarını silen bankalar, bu kaybedilen parayı bir şekilde telafi etmek için muhtemelen kredi musluklarını kısmak zorunda kalacaklar. AB içinde büyüme zaten düşüşe geçmişken, böylesi bir gelişme büsbütün iş kurma ve istihdam yaratma olanaklarını daraltacak. Yunanistan'da ise çok ciddi reformlara ve özelleştirmelere ihtiyaç var. Uygulanacak olan tasarruf politikası, zaten devasa ve verimsiz bir kamu sektörünü büsbütün zora sokacak... Sosyal açıdan daima patlamaya hazır bir toplum olma geleneğini de göz önüne aldığımızda, komşu ülkede yakın gelecekte çok iç açıcı gelişmeler görmeyebiliriz.

AB'nin siyasi başarısızlığı

AB tarihinde ilk kez, Euro bölgesinden "yükselmekte olan" ekonomilere bir yardım çağrısı da çıktı. Çin, Brezilya ve Rusya, IMF aracılığıyla Euro'yu kurtarmaya yönelik fona katkı yapabileceklerini açıkladılar. Önümüzdeki G-20 Cannes zirvesinde, ABD'nin rolü ve tavrı son derece belirleyici olacak çünkü ABD onayı olmaksızın IMF aracılığıyla Euro bölgesine destek vermek mümkün değil... Bir Yunanistan krizi, AB oluşumuna inanılmaz zarar vermiş durumda: hem AB ülkelerinde ortak para birimini kurtaracak yeteri kadar para bulunamıyor, hem de bu fonları elinde tutan başta Çin olmak üzere yükselen ekonomiler, ABD'nin izni olmadan bu girişimi yapamıyorlar.
Türkiye, bir yükselen ekonomi ve Yunanistan'ı kurtarabilecek yegâne komşu pazar olarak bu yeni gelişmeleri nasıl değerlendirebilecek? Düşündüğümüzden çok daha hızlı biçimde, uluslar arası planda belirleyici rol oynayacak bir ülke haline geliyoruz. Bu alanda kendi iç siyasetimizde asgari bir uzlaşma sağlamak artık sadece bizim için değil, hem AB, hem tüm bölgemiz için de son derece hayati bir ihtiyaç haline geldi. Bu yeni durumu ne kadar hızlı ve iyi okursak, ne kadar çabuk bir Anayasa hazırlayabilirsek, uzlaşı sağlarsak o denli etkili olabileceğimiz bir döneme girdik.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA