Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Ergenekon'u Ensarioğlu'ndan dinledim

2000 yılında, Fazilet Partisi milletvekili sıfatıyla, TBMM'de bir basın toplantısı yaparak, Şemdin Sakık'ın sözde itiraflarına dayandırılan Andıç'ı açıklamıştım. O tarihte, henüz, Andıç ne anlama geliyor, bilinmiyordu. Daha sonra, Türk Silâhlı Kuvvetleri bünyesinde "Bilgi notu" manasında kullanıldığını öğrendim. Açıkladığım Andıç'ta, Cengiz Çandar, Mehmet Ali Birand, Altan kardeşler gibi gazeteciler, Fazilet Partisi ile HADEP gibi partilerin yanı sıra, bazı isimler de hedef alınmıştı. Bunlardan biri, İnsan Hakları Derneği'nin Başkanı Akın Birdal, diğeri ise, milletvekili Salim Ensarioğlu idi. Belgeyi Jandarma İstihbarat Daire Başkanvekili Tümgeneral Fevzi Türkeri ve Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir imzalamıştı. en, olayı 2000'de deşifre etmiştim ama, eylem planının başlangıç tarihi olarak gösterilen Nisan ayında (1998'de), Sabah gazetesi, Hürriyet gazetesi ve Kanal D'de, Andıç'ın öngördüğü kara propaganda amaçlı iddialar yayınlanmıştı. Yayınlanır yayınlanmaz sonuçları da görülmüştü. Teşhir edilen gazetecilerden bazıları işlerini kaybetti; Akın Birdal kurşunlandı ve Salim Ensarioğlu, Antalya'da "kaza" geçirdi.
Bir süre önce, Ensarioğlu ziyaretime geldi; uzun uzun konuştuk. Hüsamettin Cindoruk'un başkanlığını yaptığı Demokrat Parti'den "kan uyuşmazlığı" sebebiyle istifa etmişti. 28 Şubat sürecinde yaşadıklarını anlattı. Merak ettim, Andıç'ta neden isminin olduğunu sordum.
"Milli Güvenlik Kurulu'nun Güneydoğu raporuna imza atmadığım için" cevabını verdi. Rapor, 1996'da MGK'dan çıkmış ve hükûmetin onayına sunulmuştu. Sene 1996; Refahyol iktidarda. Devlet Bakanı Salim Ensarioğlu, rapora büyük tepki göstermişti.
-Neden?
-Bütün Kürtler, bu raporda bölücü gibi takdim ediliyordu. Başıma ne geldiyse, o itirazım yüzünden geldi.
-Ne geldi?
-Antalya'da havaalanına giderken, arkadan bir turist otobüsü içinde bulunduğum arabaya çarpıp geçti. (13 Haziran 1998) İki kişi öldü, ben de ağır yaralı olarak kurtuldum. Bu kazayı Ergenekon yaptırdı. Siz Andıç'ı ortaya çıkardıktan sonra bunu daha iyi anladım. Çünkü benim kazamdan kısa bir süre önce de, Akın Birdal kurşunlanmıştı. (12 Mayıs 1998) Antalya'dan, Ankara'daki Bayındır Hastanesi'ne götürüldüm. 6 ameliyat geçirdim peş peşe. Bir türlü iyileşemedim; gözümü açamıyorum. Daha sonra Ahmet Küçükel'in eşi, benim eşime, telkinde bulunmuş; onların sahibi olduğu Güven Hastanesi'ne gittik. 7'nci ameliyatı Güven'de oldum ve kendime geldim. Necmettin Cevheri beni ziyaret etti ve dedi ki, 'Bayındır'dan Güven'e taşındığın iyi oldu; orada sıkıntı vardı' Sıkıntı derken, bir şeyler kastediyordu.
Antalya Valisi Hüsnü Torun, beni aradı,
'Suikast değil bu, kaza' dedi. Ben de ona, 'Suikast teşebbüsünü nereden çıkardınız. Ben böyle bir iddiada bulunmadım ki!' cevabını verdim. Meğer suikast mı, değil mi araştırılsın talimatını veren Ecevitmiş. Bayındır'da yatarken, Ecevit, Hüsamettin Özkan ve Mustafa Yılmaz'la beni görmeye gelmişti. Baktım ağlıyor. O, bir suikasttan şüphelenmiş.

***

Ergenekon... Andıç... Suikast... Kara propaganda... Bunlar iç içe geçmiş unsurlar. Ensarioğlu da, kurbanlardan sadece biri. Çok şükür, Akın Birdal gibi, o da hayatını kurtarabilmiş. Ama, çok sayıda kişi de faili meçhul cinayetlere kurban gitti. Şimdi hesap verme zamanı. Hâlâ "Ergenekon yok"diyenlere, Ensarioğlu cevap veriyor:"Olmaz olur mu? Benim kazamı da Ergenekon düzenlemişti."

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA