Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NAZLI ILICAK

Cumhuriyete dair

Demokrasi, cumhuriyetten önemlidir. Çünkü İran da bir cumhuriyet; Kuzey Kore de.
Cumhuriyet, "laik" sıfatını taşısa bile, gene de otoriter rejimler söz konusu olabilir. Örnek: Devrim öncesi Libya ve Tunus.
Buna mukabil, Avrupa'da çok sayıda ülkede, "monarşi" ile demokrasi bir arada hüküm sürebiliyor.
Laiklik, demokrasinin ayrılmaz bir parçasıdır; ama bazen yanlış uygulamalar olduğunda, demokratik ilerlemenin önünü kesip, otoriterliğin kapısını açabilir. (Tunus'ta böyle bir uygulama vardı ve tabii Türkiye'de de)
Dolayısıyla, cumhuriyetin ilânını tabii ki önemseyelim ama demokratikleşme yolunda atılan adımlar olmasaydı, o cumhuriyet, bizi özgür bir ülke yapmaya yetmezdi... Bunu da hatırlayalım.
Cumhuriyeti ilân ederken Atatürk'ün hedefi çoğulcu bir sistemdi. Terakkiperver ve Serbest Fırka denemeleri başarısızlığa uğradı fakat istikamet doğruydu. 29 Ekim 1923 sadece bir başlangıçtı. O tarihte Türkiye'de, otoriter bir rejim kuruldu. Rejim, bu karakterini Atatürk'ün vefatından sonra da muhafaza etti. İsmet Paşa, Milli Şef'ti. Tek partili sistem, anayasal rejimin parçası haline geldi. CHP'nin altı oku, anayasanın ikinci maddesinde yer aldı: "Türkiye Devleti Cumhuriyetçi, Milliyetçi, Halkçı, Devletçi, Laik ve Devrimcidir." Mülki erkân (kaymakam ve valiler) CHP'nin ilçe ve il başkanlarıydı. Parada, pulda İnönü'nün resimleri vardı. İnönü ailesi Dolmabahçe Sarayı'nda kalıyor, kendilerine tahsis edilen beyaz trenle seyahat ediyordu.
29 Ekim'de cumhuriyetin ilânını kutlarken, demokrasiye geçişteki en önemli adımın 14 Mayıs 1950'de, beyaz bir devrimle atıldığını unutmayalım. Türkiye, 1950'de, bugün Arap baharıyla Tunus, Mısır, Libya gibi ülkelerin yapmak istediklerini, barış içinde gerçekleştirmişti. Millet, cumhuriyeti kuran partiyi, CHP'yi ve Milli Şef'i, Tahrir meydanında değil, sandıkta devirdi.

İnönü ve Bayar: 1946'da, CHP emrindeki polis ve jandarma ile seçmene baskı yaptı. Sandık oyunlarıyla, tutanaklar değiştirildi. Zaten "açık rey, gizli tasnif" ilkesi uygulanıyordu. İnönü ve Bayar, 1947'de, 12 Temmuz beyannamesini imzalayarak, siyasi partiler arasındaki yarışın adil bir ortamda cereyan etmesi sağladılar.

YAZARIN BUGÜNKÜ DİĞER YAZILARI
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA