Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BÜLENT KAHRAMAN

Oxford'da dış politika

20 yıl önce gelip kısa bir süre kaldığım Oxford'a aradan geçen bu kadar süre sonra cumartesi günü geri geldim. İngiliz kasabalarının, kentlerinin ve hayatının en önemli gerçeklerinden birisi her şeyin yerli yerinde durması, hiçbir şeyin değişmemesidir. Oysa Amerikan kültürü hayatın hiç durmaksızın, biteviye değiştirilmesini öngörür. Bu iki kültür arasındaki derin fark daima kendisini kıta Avrupa'sı kültürüyle açıklayan bize çok şeyler söylüyor.
Oxford'a, görevli olduğum Sabancı Üniversitesi'yle St. Anthony's College'in ortaklaşa düzenlediği bir konferans için gelecektim. Konferans Değişen Dünyada Türkiye'nin Dış Politikası başlığını taşıyor. Bir tebliğ vermek için davet edilmiştim. Fakat İngiltere'ye konferansta bir konuşma yapan Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'yla birlikte geldik. Dolayısıyla Davutoğlu'nun gerek konuşmasında değindiği gerekse değinmediği konuları yol boyunca kendisinden ayrıntılı olarak dinlemek imkânını bulduk.
Hemen belirtmek gerekir ki, Davutoğlu parlak bir Dışişleri bakanı olmasına karşılık henüz akademik dünya(sın)dan kopmamış. Tam tersine her adımında o dünyanın kurmasal yaklaşımıyla dış politika dünyasının pratik yapısını birbirine kaynaştırmak istiyor. O nedenle de gerek Oxford'da yaptığı konuşma gerekse bize anlattıkları bir hayli ilginçti.
Davutoğlu bakan olarak bir yılını mayıs başında doldurdu. Daha önce de Başbakan'ın dış politika danışmanı olarak geçirdiği uzun bir süre var. Böylece Türk dış politikası son yıllarda onun damgasını, izini taşıyor. Buradan bakınca Türk dış politikasının temel yaklaşımıyla ilgili olarak söylediği çok önemli bir noktayı görmek gerek. Davutoğlu kendi dönemlerinde politikanın "tehdit" kavramını elemine ettiğini belirtiyor. Tehdit kavramının insan muhayyilesini tutsak ettiğini belirtiyor. Bunu "sıfır sorun" politikasının temel ilkesi olarak serdediyor. Buna mukabil yeni politika yeni bir dönem anlayışı üstüne oturuyor. Bu, Soğuk Savaş jeopolitiğinin sona ermesinden sonra kendisini gösteren bir dönem ve o çağın belirlediği, Avrupa ve Amerika'yı merkez alan yapının yeni merkezlerin ortaya çıkmasıyla netlik kazanan bir oluşum. Bu yaklaşımı küreselleşmeye karşı bölgecilik şeklinde değerlendirmek mümkün ama Davutoğlu yeni politikanın ondan daha fazlasını içerdiğini vurguluyor. Onu da yeni dönemin güvenlik ve özgürlük, ekonomik düzen ve küresel kültürel düzenle bütünleştiğini öne sürerek tanımlıyor.
Bunlar dış politikanın bugünkü dünyada biçimlenmesini sağlayan ana koşullar. Türkiye'nin bunu yoğururken dayandığı ilkeler ise güvenlikli bölge ve komşuluk, yüksek düzeyde politik diyalog, karşılıklı ekonomik dayanışma. Davutoğlu Türkiye'nin dünyayı da şaşırtan bir biçimde Balkanlar'a açılmasını ve orada ansızın söz sahibi olarak süren ihtilaflara çözüm üreten bir ülke olmasını bu anlayışın bir uzantısı olarak açıklıyor.
Akla gelen soru bu politikanın Türkiye'yi Yeni Osmanlıcılıkla bütünleştirip bütünleştirmediği. Davutoğlu bu tanımı kabul etmiyor. Böyle bir şeyin olmadığını ısrarla vurguluyor. Her ne kadar Ortadoğu ve Balkanlar'da hatta Kafkasya bölgesinde, (yarın Kuzey Afrika'da) sürdürülen politikalarda Osmanlı birikimi onun zihninde de tarihsel bir gerçek olarak yer alıyorsa da, şartların bunu aşacak, en azından buna yeni bir içerik verecek şekilde biçimlendiğini belirtiyor.
Nihayet Amerika'yla ilişkiler: orada da çok önemli bir saptaması var Bakan'ın ve sürdürülen politikanın sürekli olarak Türkiye'nin aldığı pozisyonları doğruladığını vurgulayıp bunun görüldüğünü ve özellikle bölgedeki politika oluşturma süreçlerinde Türkiye'yle Amerika'yı yan yana getirdiğini, karşılıklı "tartma" döneminin artık sona erdiğini belirtiyor.
Ortada çok yönlü, çok hareketli bir politika var. Bakanın "düzeni kim kurarsa sahibi o olur" demesi her şeyi bütün bunların ötesinde açıklayan kilit cümle.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA